15 Haziran 2025

DEVRİMİN ÇAKIL TAŞLARI – SADIK ALBAYRAK

-Rıza Tevfik’e göre “şair-i azam” aklen bedbin; hissen nikbin; amelen zevkperest bir şairdi. Yahya Kemal, Abdülhak Hamid için “eski şiirin kafiyesini bozuyor, yenisini bir türlü bulamıyordu. Çünkü kafiyeye, bütün eskiler gibi gözle bakıyordu” der. Hamid, Birinci Cihan Harbi, Kurtuluş Savaşı ve yıkılışın buhranlı devrelerinde milletin hislerine tercüman olacak bir şiir, bir piyes, bir sanat eseri vücuda getirmeyi hayal bile etmemiştir.

-Ahmed Ağaoğlu, 11 Nisan 1926’da sahası olmadığı halde, Milliyet gazetesinde yazdığı bir makalede “Türkçe Kur’an’la namazın Türkçe olarak kıldırılması” fikrini ileri sürmüştür.

-“Belinde kabza-i Osman, elinde bir Kur’an / Beşiklerinde çocuklar boğan Kızıl Sultan” Hamdullah Suphi

-Bizde sanat ve edebiyat insandan Allah’a gittiği için Batı ile hiçbir zaman ortak değerler bulmayı arzulamadığı gibi hatırına da getirmemiştir.

-Celal Nuri İleri, “İttihad-ı İslam” adlı eserinde fıkha hücum etmiş, yeni bir reform gerektiğini ileri sürmüştür. Bilhassa bu yolda dört ehl-i sünnet mezhebinin sistemleştirdiği İslam fıkhının dondurulmaktan kurtarılması ve içtihad kapısının Avrupalıların bulunduğu şartlar nazara alınarak açılması gerektiğini söyledi. Bilhassa Müslümanların içtimai hayatının skolastik olduğunu, bunun için de kadının cemiyetin içine girmesini ve örtüsünden sıyrılmasını istedi.

-Son asırda bizde yetişen âlimlerin pek çoğu ilim tahsili bakımındna dirayetli noktalara erişmişlerse de siyaset bakımından daima meslekleri dışında olan kimselere mağlup olmuşlardır.

-İttihatçılar devrinde fikir namına işlerin yüze göze bulaştırıldığı sıralarda bir kısım dinci yazarlar dinin ittihad ve müctehid meselelerine el atıp, cemiyetin kurtuluş çarelerini içtihad kapısının yeniden açılması ve çağın gereklerine uygun içtihatlarla İslam’ın ve Müslümanların içinde bulundukları durumdan kurtulmasının yollarını göstermeye çalıştılar.

Ferşat Yayınları, 5.baskı, 1988 basım.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...