14 Haziran 2025

ÖZEL SOHBETLER – MEHMED ZAHİD KOTKU

*1 Eylül 1978:

-Cenab-ı Peygamberin bir duası var: “Allahümme tahrir kalbi / Ya Rabbim gönlümü temiz et.

-Münafıklığın yegâne alameti namazsızlıktır.

-Namaz kılmayan bir adam Ramazan günü, “Ramazandır bugün, ayı ben gördüm” dese sözü kabul olmaz.

*8 Eylül 1978:

-O, Kur’an-ı okumadıkça, Allah korkusu içe inmez.

-Sure-i Cuma’da, merkep de taşır kitabı, onun gibi olmayın diyor. Merkebin kitap taşıdığı gibi olma. Kitabın içindekilerle amel et. Duyduğunu bildiğini işle. Yoksa boyna bilgi toplamışsın ne fayda, Allah’ın emrine itaat etmedikçe.

*15 Eylül 1978:

-Bursalı İsmail Hakkı der ki: “Cennet ikidir. Birisi dünya, birisi de ahirette. Dünyadaki cennetler Salihlerin, ariflerin bulunduğu meclislerdir. O meclislere vaktiyle girmeyen insanların ahiretteki cennete girmeleri muhaldir”

*6 Ekim 1978:

-Levh-i mahfuza ilk yazılan yazı “Bismillahirrahmanirrahim, inni enallah, la ilahe illa ene: Her kimden ana-babası razıdır, bende ondan razıyım”

*8 Aralık 1978:

-Ana babanın kıymetini bilip de onun rızasını almadan yaptığımız işlerde muvaffak olmanın imkânı yok.

*15 Aralık 1978:

-Allahu Ekber dedik, namaza durduk. Namazı bitirdik baktık ki, üzerimizde bir pislik var. Namaz oldu mu? Olmadı. Neden? Üstümüz pis, necaset var üstümüzde. Bu necasetle kıldığımız namaz kılınmış olmaz. Ta ki o necaseti yıkamadıkça. O necasetli esvapla ne kadar namaz kılarsak kılalım, makbul-i ilahi olmaz.

*21 Aralık 1978:

-Bir ilimde Allah korkusu yoksa zarardan başka bir şey değildir. Efendimiz(sav) diyor ki: “Allahümme inne euzu bike min ilmin la yenfa: Fayda vermeyen ilimden ya Rabbi sana sığınırım” Binaenaleyh faydalı ilim, Allah’dan kendisinin korkusunu artıran bir ilimdir.

-Hepimize değil her akşam hatta her namazın arkasından beş vakit namazın arkasından akraba-ü taallukatımıza dua etmek, ana babalarımıza dua etmek vazifelerimizin başında geliyor. Onlara dua etmeyenlerin rızıkları kesiktir diyor Efendimiz. Yani, maneviyatları olmaz onların.

*12 Ocak 1979:

-Okumalar bizim imanımızı yükselteceği yerde, bilakis zayıflatıyor. Niçin? Dünyaya bağlıyoruz işimizi. Dünyaya bağladığımız içinde imanımız zayıf oluyor, vesselam.

*19 Ocak 1979:

-Babanın evlat üzerindeki hakkı, evladın babasına karşı borcu. Bir kere babası yemeğe muhtaç ise, yani çalışıp kazanıp kendini doyuramıyorsa, evlad ona bakacak. Baba hizmete muhtaç ise –ihtiyarlık dolayısıyla- evlad ona hizmet edecek. Emrederse, emrini geri çevirmeyecek; günah bir şey olmadıkça. Emrine itaat edecek, yap dediklerini yapacak; bu da olur mu olmaz mı diye bir şey demeyecek. Babasının yanında konuşmayacak. Konuşursa gayet hafif bir sesle, usuletle usulca konuşacak. Sert konuşmayacak, hızlı da konuşmayacak. Önünden yürümeyecek, sağında ve solunda da yürümeyecek mutlaka arkasından yürüyecek. Çağırdığı vakit de gelecek. Babasının arkasından daima onun mağfireti için dua edecek. Beş vakit namazında babası için, valideyni için dua etmeyen evladın rızkı dar olur. Babasının akraba-ü taallukatı ve komşularıyla alakasını kesmeyecek.

*26 Ocak 1979:

-İttekul mehanim tekün a’bedennâs = Günahlardan kork nasın en abidi olursun.

*2 Şubat 1979:

-“Ettakva hahüna” Rasulullah (sav) bunu iki defa tekrar edip, mübarek elleriyle göğüslerini gösterdiler. “Allah korkusu buradadır” lafta değil, çenede değil, işte değil; gönüldedir Allah korkusu.

*16 Şubat 1979:

-Her Müslümanın elinden geldiği kadar kendisini emmare denilen nefsin elinden kurtarmaya çalışması farz-ı ayndır.

-Şer’an ta’zimi vacib olan bir şeyi tahkir etmek, tahkiri vacib olan bir şeyi ta’zim etmek küfre mucibtir.

*2 Mart 1979:

-İki çeşit sarhoş var: Birisi içki içmek suretiyle sarhoş olur; birisi de dünyaya teslim olmuş, dünyayı benimsemek suretiyle, dünya benim olsun diye çalışanların sarhoşluğudur ki bu sarhoşluk öteki sarhoşluktan daha beterdir.

*26 Nisan 1979:

-Kanserden daha fenadır günahların en ufağı.

-Kendinden aşağı bir Müslümanı hakir görmekten daha büyük bir günah yoktur.

*29 Temmuz 1979:

-İnsan namaz kılacak kadar bir okumayı öğrendikten sonra, dinini imanını öğrenecek kadar bir bilgi sahibi olduktan sonra fazla okumak için anası babası izin vermezse, gidemez. Anasına babasına itaat vacip, ötekine nafile. Hatta Kur’an ilminde hafız olmak, hoca olmak istiyor. Hoca, hafız olmak nafiledir. Ana babaya itaat vaciptir. İzin yoksa gidemezsin.

*31 Temmuz 1979:

-Her kim bir zengine boyun bükerse, alçak gönüllülük yaparsa, tevazu gösterirse dininin üçte ikisi gider. Bu zenginliğe özenip de, bende zengin olamadım diyerekten, o zengine tabasbus edip, “Aman Efendim, Paşam Efendim, Sensin Efendim” diyerek ona yaltaklık yapmak dinin üçte ikisini elden götürür.

-Aklın yarısı insanlarla iyi geçinmektir.

*1 Ağustos 1979:

-Hasan el- Basri Hazretleri diyor ki: “Men la edebe lehu, la ilme lehu = edebi olmayanın ilmi olmaz” Edeb büyük bir devlet yani, edebi olmayanın ilmi olmaz. Çok biliyor. Ne kadar bilirse bilsin. Edebi olmayanda layıkı gibi ilim bulunmaz.

*10 Ağustos 1979:

-Mesela işte giyilen elbiseyle kılınan namaz başkadır, o gün hususi elbise giyerekten cumaya gelmiş gusletmiş bir adamın namazı başkadır.

-Biliyorum diyerekten nasihatlere gitmemek, cahillikten ibaret bir şeydir.

-Misvakla kılınan namaz, misvaksız kılınan namazdan 72 derece farkı var. 72 derece. Bekârın namazıyla evlinin namazında 72 derece fark var.

*31 Ağustos 1979:

-İnsan üç mertebeyi atlamadıkça ele geçmez; Emmare denilen nefs var, bir. Levvame denilen nefis var, iki. Mülhime denilen nefis var, üç. Bu üç nefsi atlamadıkça insan, denizdeki çalkalanan gemi gibi çalkalanır durur.

*5 Ekim 1979:

-Gavur Müslüman oluyor da, Müslümanların ikisini bir araya getirip kardeş yapmak mümkün olmuyor. Neden? İkisi de kendini beğeniyor.

*14 Mart 1980:

-Bu buzdolabı çıkınca rahmetlik demiş ki, “yazık” demiş “yemekler ekşiyecek diye fakir fukaraya veriyorduk. Şimdi bu buzdolapları çıkınca artık onu da veremez olduk” demiş.

*9 Haziran 1980:

-Miracı isteyen mümin kardeşler, evvela nefislerini ıslah edip onu yola getirmeli. Beş vakit namazı güzelce kılmaya çalışmalı. Oruçlarını öylece güzel tutmaya çalışmalı. Herkese de kardeş gözüyle bakıp onu himayesine almalı, onu sevmeli. Şu kusurlu, bu kabahatli diyerekten ondan bundan darılırsak, aleyhimizde bulunursak; demek ki, insanlıktan nasibimizin çok az olduğu anlaşılıyor.

-“La ilahe illallahu vahdehu la şerika leh lehül mülkü ve lehül hamdü, yuhyi ve yumitü ve hüve hayyün. La yemut, ve hüve ala külli şey’in kadir” Bu tespihi Cenab-ı Peygamber tavsiye eder. Günde 100 kere okuyanlara büyük tebşiratlar vardır.

-İkinci tesbih: “Subhanallahi verlhamdülillahi ve la ilahe illallahu Allahu Ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” bunu da 100 kere söylemeyi Cenab-ı Peygamber yine tavsiye buyurmuşlardı.

-Üçüncü tesbih: “Subhanallahi ve bihamdihi, subhanallahi azim. Ve bihamdihi estağfirullah” Buhari’nin son hadisidir. Bunu da 100 kere tavsiye buyurmuş Cenab-ı Peygamber.

*8 Ağustos 1980:

-İmam Muhammed Radıyallahu Anh diyor ki, “Kerahatli olan namazların iadesi de lazımdır” diyor. Binaenaleyh, namazlarımızın mekruh olmamasına da dikkat etmek lazım.

*5 Kasım 1980:

-Sadece üç defa halvet yap: Ramazan’ın son on günü / Zilhicce’nin arefe dâhil ilk on günü / Muharremin ilk on günü.

Seha Neşriyat, 1993 basım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...