-Ezan öyle bir sembol ki, Müslüman olan bir bölge halkı ezan okumamakta diretse İslam hukukuna göre başka bir çare yoksa onlara harp ilan edilir. Ezan okumak; Hanefi, Şafii ve Malikilere göre müekked sünnet, bazı Hanefi âlimlerine göre de vaciptir. Onun için “Ezan, vacip derecesinde kuvvetli sünnettir” deniliyor. Türkçe ezan ilk defa 29 Ocak 1932 tarihinde Fatih Camiinde okutturuldu. Türkçe Kur’an, Türkçe tekbir ve Türkçe kamet ise 3 Şubat 1932’ye rastlayan Kadir gecesinde, o zaman henüz müze haline getirilmemiş olan Ayasofya Camiindeki mevlidde okunup radyolardan naklen yayınlandı.
-“Bu tefsiri-meal merkezi Mekke’de olan Rabıtatü’l-Alem’il İslam tarafından Muhammed Esed’e yazılmak üzere sipariş ediliyor. İlk cildi Cenevre’de basılıyor. Rabıta, Nedvi’nin sekreterinin ve merhum Hasan el-Benna’nın damadı Dr.Said Ramazan’ın da aralarında bulunduğu 8 kişilik bir heyeti bu kitabı inceleyip duyurmak ve Avrupa’da dağıtımını sağlamak üzere görevlendiriyor. Heyet, inceleme sonucu bu kitabın yayılmaması, Müslümanlara dağıtılmaması sonucuna varıyor ve basılan 100.00 adet kitabı hamur olmak üzere kağıt fabrikasına gönderiyorlar. Bunun içinde M.Esed’e ödenen paranın da geri istenmesine karar veriyorlar. İslami bir kuruluş olan Rabıta’nın basmaktan vazgeçtiği bu kitabı M.Esed Darü’l-Endülüste basma yoluna gidiyor. Bu hadisenin bütün safahati ile birlikte görgü şahidi Doç.Dr.Mustafa Bilge bu yazdıklarımızı teyide her zaman hazırdır.” / Ahmet Tekin – Kur’an Yolunda Kalem Oynatanlar
-“Osman firar etmişti. Ömer ve Ebubekir ortalıkta görünmüyordu.”(sf:65, Muhammedin Siyeri, Ali Şeriati, 1988 – Fecr Yayınları)
-“…çoğu yağmalama hedefiyle yola çıkan bir ordu…” (sf:29, Muhammedin Siyeri, Ali Şeriati = Bedr’in aslanları hakkındaki sözleri)
-“Peygamberin sükûnet ve huzur sağlamaya Mekke’de kan dökmeyi önlemesine karşın öyle bir ortamda tavizsizlik göstermesi, onun ruhsal yapısının normal bir ruhi yapı olmadığını gösteriyor. Onun hayat serüveni bu örneklerle doludur” (106 nolu dipnot, Ali Şeriati = Mekke’nin fethi esnasındaki olaylarla ilgili sözleri)
-“Osman görüş açısı dünya görüşü dar ve zayıf birisidir. Peygamberle yaptığı iş birliği sırasında kimse onun en ufak bir üstün ve fevkalade iş yaptığını görmemiştir.” (Ali Şeriati – Muhammed Kimdir?- sf:318)
-“Ömer yenilikçi özelliği yoktu…düşünce açısından zayıftı…itikadi ve fikri bir mevzu söz konusu olduğunda çok güçsüz görülüyordu. Kendisi de devamlı düşünsel alandaki hatalarını itiraf ediyordu.” Ali Şeriati ,Muhammed Kimdir?, Sf:317
-“Ve Hacc. Müslümanlar arasında her yıl tekrar edilen en çirkin en mantıksız eylem” (Şeriati- Hac, Şura yayınları, 2.baskı, sf:9)
-Şiilerin İmam-ı Azam Hazretlerine kızgınlıkları o derecededir ki, meşhur Şii âlim Kuleyni’nin eseri olan ve ilim çevrelerinde “Şiilerin Sahih-i Buharisi” diye anılan Usul’ül-Kafi’nin iki yerinde İmam-ı Azam Hazretlerine lanet edilmektedir. Bu eserin orijinal adı “El-Usul Mine’l Kafi”dir. Eser, Daru’l-Hikem yayınevi tarafından Vahdettin İnce’ye tercüme ettirilmiş, bu Türkçe metni Prof.Dr.Hüseyin Hatemi gözden geçirmiştir. İmam-ı Azam Hazretlerine ait lanet bu tercümenin 69,70 ve 71. Sahifelerinde de vardır. Ama Türkiye Müslümanları Ehl-i Sünnet olduğu için Ebu Hanife ismi çıkarılmış onun yerine orası nokta nokta olarak geçiştirilmiştir.
-Rasulullah Efendimizin konuşması icap ettiği halde konuşmadığı, yapması icap ettiği halde yapmadığı ve yanlış bir şey görüp de ikaz etmesi icap ettiği halde ikaz etmediği hiçbir mesele yoktur.
Yasin Yayınevi, 2013 basım, İstanbul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder