-Köylüdeki ihtiyat aydında da olmalıydı. Şüphesiz hızlı düşünüyor aydın. Ve kolay karar veriyor. Ama süratin içinde teferruatlar yanıltıyor insanı. Sonra uzun bir katarın arkasında öndeki lokomotifin çoktan raydan çıktığı fark edilmiyor. Son anlarda lokomotiften bağ koparılabilirse ne ala. O zaman bile kat edilmiş onca yolu nasıl geri dönerler. İyice sağlamlaşmış alışkanlıklar edinmiş olanlar tekerleklerinin tiryakisi oldukları onca yolun tıkırtısından vazgeçip nasıl geri dönecekler. Dönseler bile onun hatırasından nasıl yakalarını kurtarırlar?
-Ruhumuzun batıdan aldığı lekelerden ancak Allah bizi arındırabilir.
-Küçücük oluşlarda, hemen yakınımızdaki selametlere koşacağımıza amansız gururumuza boyun eğip hazımsızlıklar içinde bir dolu ufak sıkıntının altında ufalandık durduk.
-İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz? Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? 17 yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlılarınki kadar yürekleri dolu.
-Bütün büyük anlar yalnızlıktan yontuldu.
-Rüya olmayacak kadar düz, hayal olmayacak kadar gösterişsiz, gerçek olmayacak kadar muhatapsız.
-Kanaat farklılıklarının üzerinde hiç durmadım. Çok insanla değil hayır, az, ama kavi insanlarla uzun dostluklarımın sırrı burada.
Beyan Yayınları, 2017 basım, 1.baskı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder