-Fırsat herkesin önüne eşit biçimde getirilmiş olmasına rağmen, ondan istifade etmesini bilmek yalnızca bir hedefi olana nasip oluyor.
-Bilinçli olarak tayin edilmiş bir hedef, kendi güzergahında kendine lazım bilgiyi fark ediyor ve o bilgi her nerede ve kimde olursa olsun onu keşfetmekten mahrum düşmüyor. Öte yandan, böyle bir bilgi bizzat sana tevdi edilmiş olsa, senin hedeflerin arasında o bilgiden istifade etmeyi gerektirecek bir behre bulunmuyorsa sen kendinde olan bilginin farkına varamıyorsun.
-Aşk yoksa herhangi bir yere yönelmenin potansiyeli elde bulundurulmuyor demektir.
-Hayatın normal seyrinde akıştığı anlarda insan kendi varlığının bilincinde olduğunu fark etmiyor bile; dolayısıyla kendine dönüp “ben kimim?” sorusunu yöneltmeye ihtiyaçta duymuyor.
-Çıplak hakikat hiçbir kelimenin dolayımından geçirilerek kendini ifade etmeye müsaade etmiyor. Kelimelerin dolayımından geçirilerek ifade alanında biçimlenen hakikat, aslında kelimelerin perdesi arkasına gizlenmiş, kelimelerle örtülmüş hale geliyor.
İZ Yayıncılık, 2010 baısm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder