14 Haziran 2025

AİLE DAVAMIZ - NUREDDİN YILDIZ

-İman, mücerret bir tercih belirtilerek sonuçlandırılacak bir süreç değildir. İman bir iddia olarak sürdüğü sürece onu test eden imtihanda sürecektir. Bu imtihanın adı genelde fitnedir.

-İyiliğin çoğalmasından haz almak, kötülüğün yayılmasından endişe etmek iman alametidir.

-Apartmanlarımızda şüphelilerin dolaşmasından endişe ederken, ahlaki sıkıntısı olan misafirlerin evimize girmesine sessiz kalamayız. Misafir seçmek en önemli görevlerimizden biri olur.

-Yalana onca büyük tepki olmasına rağmen Rasulullah’ın hadislerinde eşler arasındaki toparlayıcı yalana izin verilmesindeki hikmeti unutmayalım.

-Camisiyle evi, namazıyla ailevi ilişkileri arasında tezat bulunan insanların bulunduğu durum, Medine’de mescitte namaz kıldığı halde yüreği başka mekânlar da olan münafıkların durumu gibidir.

-Aile içinde bir planlama yapılabilir. Birinci çocukla, ikinci çocuk arasındaki zaman farkının şu kadar olması, ailenin özel durumu gereği şöyle olursa daha iyi olur düşünceli bir planlamadır. Buna denebilecek bir söz yoktur. Yalnız böyle bir planlama, eşler arasındaki rızaya dayanmalıdır. Birde bu planlamanın nedeni, çocukları doyuramama korkusu olmamalıdır. Çünkü rızkı veren Allah’tır.

-Açlık korkusu ile çocuk doğurmaktan uzak kalmak, Kur’an’ın yasakladıkları arasındadır.

-Evlilik, huyu suyu farklı, meşrebi farklı iki insanın Allah’tan bekledikleri karşılığında sabırla birbirlerine tahammül etmelerinin adıdır.

-‘’Size, dinini ve ahlakını beğendiğiniz biri kız istemeye geldiğinde onu evlendirin. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve yaygın bir fesat olur’’ Hadis-i Şerif (Tırmizi, İbn Mace)

-Çocuk, gelişen kültürü, okumuşluğu ile ele geçirdiği makamı gibi sebeplerle annesinin önünde sanat üretmeye kalkmamalıdır. Annenin, oğlu önünde konuşacak kelime bulamaz ve susmayı yeğler durumda olması hatadır. Annenin, yetiştiği kültürü ve kullandığı üslubu ile baş tacı yapılması gerekir.

-Bekar olmaları halinde evlenmeleri caiz olacak bir erkek ve kadının, kontrol edilemeyecekleri bir yer de baş başa kalmalarına Halvet denmektedir. Erkek ve kadının bu şekilde bir arada bulunmaları caiz değildir. Bu beraberlik en azından mümeyyiz bir çocuk ve benzeri bir üçüncü kişinin varlığı durumunda caiz olabilir. Halvet için söz konusu olan yerin ev veya iş yeri olması hükmü değiştirmez. Önemli olan, gözlerden korunmuş olmaktır. Halvette sakıncası olmayan isimlerle beraber yolculuk da caizdir. Halvet ancak zaruret halinde caiz olabilir. İş veya ders gibi gerekçeler zaruret değildir.

-Anne-babalık dua etmede tam bir ehliyettir. Anne baba, kendini günahkâr veya cahil görüp duaya ehil görmeyerek, ellerindeki büyük bir fırsatı kaçırmış olurlar. Annenin- babanın kendi içlerinde günahkâr olmaları, onların çocuklarına karşı duası kabul edilmez kullar haline getirmez.

-Müslümanların itikadi açıdan ilk berraklığı korumaları, cemaatlerinin dağılmaması, umutların güçlü kalması önemli bir meseledir. Bu da, ilk nüvenin bozulmamasına, felsefe ve insan aklının dine müdahale etmemesine bağlıdır. İnsanların Kur’an ve hadisleri kendi sözleri gibi algılamaya başlaması, haramların tartışılabilir hale gelmesi ciddi bir tehlike belirtisidir.

-‘’Ümmetimin sonunda insanlar çıkacak ve size sizin de babalarınızın da duymadığı şeyleri söyleyeceklerdir. Aman onlardan uzak durun.’’ Hadis-i Şerif (Müslim)

-Eğer sünnet esaslı bir düğün yapılacaksa program şudur: Mümkün oldukça kalabalık bir çevreye ilan, beraberliği ve gelecek nesli ibra etmeye yarayacak şahitliğin sağlanması düğüne katılanlara et ikram edilmesi. Düğün için program budur.

-Camiye veya mescide yakın olmayan ev satın alınmamalıdır. Mescide yakın ev ölçüsü ezan sesi duyulunca yürüyerek farza yetişilebilecek mesafedir.

-Evdeki sorunların, ilim adamları dışında kimseye taşınmamalıdır.

-Allah Teala’nın kadınlara hitaben: ‘’Evleriniz de oturun, eski cahiliye adetlerinde olduğu gibi açılıp saçılmayın’’ (Ahzab 33) şeklinde buyurduğu, bilinen bir gerçektir. Yani kadın için esas olan evde oturmaktır.

-Tahsil ya da basit nedenlerden bir nedenle evliliğini uzun süre erteleyen kadın da kendine zulmetmiştir. Annelik adına geciken her yıl, büyük bir zulümdür. Kadınlığın vereceği, ilahi teminat altındaki hazdan mahrum yaşanan her gün ve her gece, zulüm altında geçirilmiş bir zaman diliminin adıdır.

-Kadının meşru olmayan nedenlerle eşinin birliktelik talebine karşı gösterdiği hırçınlık, erkek adına kısa vadeli, kadın adına ise uzun vadeli bir zulümdür. Çünkü erkeğin bu noktadaki çektiği zulüm, birkaç günlük dünya hayatı ile sınırlıdır. Kadının yaptığının akıbeti ise ahretle alakalı bir durumu yansıtmaktadır. (Buhari, Müslim)

-Sebeplerini kaldırmadan zinayı kötü görme ile zinayı ve zinaya götüren şeyleri aynı görme arasındaki anlayış farkı, İslam ve diğerleri arasındaki farktır.

-Namaz ve oruç başta olmak üzere salih amellere yoğunluk kazandırılması kuldaki gevşemeyi önleyeceğinden, zinaya karşı alınacak tedbirler arasında zikredilebilir. Göz ve kulağın nefsi kışkırtan malayani ile doldurulmaması, fuhuş taşımacılığı yapan yayınlardan uzak kalınması da önemli tedbirlerdendir.

-Muasır hayatımızda yaygınlaşan tahsil, askerlik, iş, ev elde ettikten sonra evlenme talebinde bulunabilme şartı kesinlikle batıldır, asla fıtri değildir. Bu bir yokuşa sürmedir.

-İnsanın beyniyle ahlâkı zorlayan düşünceler üretmemesi, dili ile böyle bir şeyi söylememesi gözünü böyle bir noktadan koruması hâyâdır.

-Saliha kadın, kebair günahlardan uzak duran, küçük günahlarda da isyan etmeyen kadındır. Eşinin hizmetinde olmayı ibadet kabul eden kadındır o. Eşiyle ilgili görevlerinden namazdan beklediği sevabı bekler. Doğurmayı en büyük ibadetlerden biri olarak görür ve doğurur. Doğurduğunu Allah’a adar. Saliha kadın ev kuşudur, evinde kalmayı, zaruret olmadıkça evden çıkmamayı Rabbinin emri olarak bilir (Ahzab 33) Onun evinde bulunup namazını orada kılmasının Rasulullah (s.a.v)’ın mescidinde namaz kılmasından daha değerli olduğunu bilir. (Ahmed 27090; İbn Hibbah 2217)

-Evliliği geciktirmekte sakınca görülmemesinin en büyük sebebi onu bir ibadet olarak görmüyor olmaktır.

-Hadis-i şerif açık bir beyanla kadının devlet başkanı olmasını men etmektedir. (Buhari, Mağazi 82/4425, Tırmizi, Fiten 75/2262) Devlet başkanlığının alt düzeyinde kalan diğer siyasi çalışmalarda ise, kadın uzmanlığı gerektiren alanlar dışında, kadim ulemanın görüşü, kadının siyasi bir görevde bulunamayacağı şeklindedir.

-Uçakta hosteslik için helallikten söz etmemiz zordur. Seferilik mesafesine mahremsiz çıkmayı yasaklayan hadis önümüzde iken hostesin helal bir iş yaptığı söylenemez.

-Kadın evli ise eşinin izni ile çalışmalıdır. Eğer evlenmeden önce çalışmayla ilgili bir şart, nikah akdine konmamış ise, erkeğin onu işe göndermemesi hakkıdır.

- ‘’Erkek, hanımını yatağa davet eder de kadın reddederse, sabaha kadar melekler ona lanet eder’’ Hadis-i Şerif (Buhari, Nikah 85/5193)

-Yine hadislerden öğreniyoruz ki bir Müslüman’a 10 tokattan fazla vurmak haramdır.

-Kadını fena durumuna düşüren ve erkeğe dayak hakkı getiren tutumlar:

1) Erkek talep ettiği halde süslenmeyi ve erkeğin gözünde cazip olmayı inatla terk etmesi hali,

2) Yatak ilişkisini ısrarla kabul etmeyip erkeği harama kaydırması hali

3) Erkeğin onayı olmadığı halde evi terk etmesi, evden uzaklaşması hali

4)Galiz sözlerle erkeği tahkir etmesi, bu sözleri kullanmayı terk etmeye yanaşmaması hali

5)Namaz ve oruç gibi farzları kat’i bir şekilde terk etmesi hali

-İbadetlerde çocuğu dövmek için ilk yaş 11 yaşından gün alınan zamandır. 11 yaşından önce namaz dahil bir ibadetten dolayı çocuk dövülemez. Kur’an’da bir ibadet olduğu için, Kur’an öğretim ve eğitiminde de bu kural geçerlidir. İbadet dışındaki günlük hayata ait işlerdeki suçları için temyiz yaşı olan 7 yaşından itibaren dövülebilir. 7 yaşından önce hiçbir nedenle hiçbir çocuk dövülemez. Döverken yüze, başa ve riskli organlara vurmak haramdır.

-Namazdan sonra en değerli amel, anneye babaya hizmettir. (Buhari, Edeb/birr 1/5970)

-Kur’an’ımızın teberrüc dediği, kadının kendini ispat eden kıyafetle gezmesi, fitneye davetiye çıkardığı için yasaklanmıştır. Kadınlar Allah’tan korkmalı ve fitneye davet etmemelidir. Çünkü adı tesettür bile olsa kadının kıyafeti fitneye davetiye çıkarabilir.

Tahlil Yayınları, 9.baskı, 2012 basım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...