26 Haziran 2025

AZ YETERLİDİR MİMARLIK VE ASKETİZM ÜZERİNE – PİER VİTTORİO AURELİ

-Kapitalizm tarihinde, “az çoktur” üretim maliyetlerini düşürmenin yararlarını belirtir. Kapitalistler daima azla çoğu elde etmeyi denedi. Kapitalizm yalnızca bir birikim süreci değil, ayrıca ve özellikle, daha az sermaye yatırımının daha çok sermaye birikimine denk geldiği üretken bir sürecin aralıksız optimizasyonudur. Teknolojik yenilikler üretim maliyetlerini, ücretli çalışan ihtiyacını azaltmak için daima zorunlulukların güdümündedir. Endüstri kavramı tam da bu fikre dayanır: Çalışkan olmak, daha az araçla en iyi sonucu sağlayabilmek demektir.(7)

-Maurizio Lazzarato’nun yakın zamanda öne sürdüğü gibi, neoliberal ekonomi –klasik ekonominin aksine- artık üretici ve takasçıya dayanmayan öznel bir ekonomidir. Neoliberal ekonominin esas figürlerinden biri “borçlu”dur – yani borçlu tüketici, refah devletinin borçlu kullanıcısı ve milli borç durumunda, borçlu yurttaş. Borçlu olmak yalnızca birisine borçlanmak değil, ayrıca alacaklıya karşı suçluluk ve bu yüzden onun karşısında kendini aşağılık hissetmektir. Asketik pratiklere anlam yükleyen şeyin çoğu kez öznenin suçluluk hissi ve kefaret ödeme arzusu olduğu düşünülür. (9)

-“Asketik” kelimesi egzersiz, kendini eğitmek anlamındaki Yunanca askein’den geliyor. Asketizm, beşeri faaliyetin başlıca nesnesinin benlik olduğu bir yaşam tarzıdır. Dolayısıyla asketizmin dinle ilgili olması şart değildir. (13)

-Keşişlik ilk münzevilere sıfırdan başlayabilecekleri kültürel bir tabular asa sunan Suriye ve Mısır çöllerinde doğmuştu. (14.dipnot / Kilise’nin münzeviliğe dair tavrı değişkendi. Bir yandan münzevilerin uyguladığı aşırı asketizm Hristiyan yaşamının hayli karizmatik bir örneğini sunuyordu, özellikle de diğer dinlerle aynı sınırların paylaşıldığı yerlerde, örneğin Ortadoğu’da İslam’la. Diğer yandan, Katolik Kilisesi kendisinin imparatorluk bünyesinde üstlendiği toplumsal rolü sorgulayan uçlardaki yaşam biçimlerinden çekiniyordu) En başından beri keşişlik kendisini iktidarın kaçınılmaz ve radikal bir eleştirisi olarak ortaya koydu; onunla savaşarak değil, onu terk ederek: Keşişin yaşam biçimi evsiz, yabancı olmaktı, toplum içindeki her türlü rolü reddetmekti. (15)

-Asketizmin kalkınma imkânına dönüşümü temel ilkelerine bir ihanettir. Görmüş olduğumuz üzere, asketizm iktidar sistemleri karşısında otonomiye fırsat vermek için tasarlanmıştı. Yerleşik yönetim türlerine meydan okuyan bir yaşam biçimi planlama imkânı sunuyordu. Oysa kapitalizmde asketizm özneyi daha sıkı çalışmaya, daha çok üretmeye, biriktirmeye ve nihayetinde tüketmeye yönlendiren ahlaki bir zorunluluktur. Paradoksaldır ki, asketizm fedakârlıkta bulunmanın ve sıkı çalışmanın hasılat ve tüketim için zaruri bir dayanak –ya da, ekonomik durgunluk zamanlarında bir borcu geri ödemenin tek yolu- olarak görüldüğü bir yaşam biçimi haline gelir. Tıpkı kaynak yetersizliğinin kapitalizmin temel kinayelerinden birini, rekabet ve feragat ederek verimli olma nasihatini temsil etmesi gibi, asketizm de statükonun ahlaki meşrulaştırılması haline gelir. (34)

-Eğer dünyada –kemer sıkma retoriğinin hiç değinmediği- gerçek bir kıtlık varsa, o da gitgide karmaşıklaşan iletişim ve üretim araçlarının güdümündeki daimi bir dikkat dağınıklığı halinin sebep olduğu ilgi kıtlığıdır. Aslında dikkat dağınıklığı özünde kötü bir şey değildir. Gereksiz konuşma, odaklanamama, dalıp gitme biçimindeki dikkat dağınıklığı, endüstriyelleşmeyle birlikte öznelerin kendilerini üretimden koparmalarının, kendileriyle baş başa kalmalarının bir yoluydu. Ama yaşamımızın her anını çalışmaya vakfettiğimiz zihinsel bir üretimde, dikkat dağınıklığı bir üretim biçimi haline gelir, çünkü insanı aynı anda pek çok şey yapmaya iter. Bir yandan bir şeye beş dakikadan fazla odaklanma kabiliyeti çarpıcı boyutta azalırken, internete bağımlılık ağın zıvanadan çıkmış üretim çarkını körüklüyor. (50)

Lemis Yayınları, 2019 basım, Gözden Geçirilmiş 3.baskı. Çeviren: Baran Bilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...