15 Haziran 2025

CİHATÇILAR EL KAİDE VE IŞİD’E KATILANLARIN HİKAYESİ – SÜLEYMAN ERDEM

-“Terörizm” kavramı bugünkü anlamıyla Edmund Burke tarafından Fransız devrimi sonrasında yaşanan Terör Rejimini/Dönemini tanımlamak için kullanılmıştır. Bu nedenle de terör uzmanlarının tamamına yakını, modern terörizm hareketlerinin Fransız İhtilali sonrasında doğduğunu kabul etmektedirler. (24)

-Azzam, 1988 yılı Nisan ayında Cihat Dergisi’nde yayınlanan bir makalesinde; “bağımsız hareket eden insanların İslam dünyasının geri kalanı için örnek oluşturacağını bu insanların; ümmeti kendisine zulmedenlere karşı harekete geçireceğini ve bu öncü insanların hedeflenen topluma ulaşmak için bir el-kaide el-sulbah (sağlam temel) fonksiyonu icra edeceklerini” savunmuştu. Bin Ladin, Azzam’ın mükemmel İslam topluluğunun oluşturulması için ihtiyaç duyulan “sağlam temel”e dair bu yazısından dört ay sonra 1988 Ağustos’unda Pakistan’ın batısında yer alan Peşaver şehrinde el-Kaide’yi kurdu. (40)

-Azzam bir zamanlar Müslümanların elinde olup şimdi gayrimüslimler tarafından yönetilen Filistin, zamanın Sovyetler Birliği ve İspanya’nın güneyi gibi toprakların tekrar Müslümanların hakimiyetine girmesi için çaba sarf etmek gerektiğini savunuyordu. Bin Ladin ve etrafındaki ağırlıklı olarak Mısırlı mücahitler ise Müslüman ülkelerin kafir olarak nitelendirdikleri yönetimlerini devirmenin amaçlanması gerektiğini ve Afganistan’dan sonra sıranın Arap ülkelerinde İslam’ı iktidara getirmeye geldiğini savunuyorlardı. (42)

-Aynı düşünceden insanlar arasındaki grup müzakereleri ortalama görüşün başlangıçta en fazla kişi tarafından benimsenen görüşe yaklaşmasını beraberinde getirir. (122)

-El-Kaide’nin ideoloğu olan Eymen el-Zevahiri, “Peygamberin Sancağı Altındaki Savaşçılar” isimli kitabında bu stratejiyi işlemiştir. Zevahiri’ye göre eğer savaş Amerikalıların evlerine ulaşırsa Amerikalılar ya Müslüman ülkeler üzerindeki emellerinden vazgeçecekler ya da intikam için Müslüman yardakçılarının arkalarından ortaya çıkacaklardı. Eğer Amerikalılar Müslüman ülkeler üzerindeki emellerinden vazgeçerse ne ala. Diğer olasılık gerçekleşir ve Müslüman ülkelere saldırırlarsa, netice cihat olacaktı. ABD ve Taliban’a karşı savaşı hızlı gerçekleşmiş ve sivillere verilen zarar el-Kaide’nin tahmin ettiğinden daha az gerçekleşmiş olsa da ABD’nin Irak işgali, Zevahiri’nin umduğu gibi İslam dünyasında radikal İslam’a desteği çok artırmıştır. (133)

-Emniyet kaynaklarına göre el-Kaide’nin Türkiye yapılanması, cihat amacıyla 1994 yılından sonra yurt dışına çıkan orada almış oldukları askeri ve siyasi eğitim sonucunda özellikle Selefilik akidesinin ön plana çıkmasıyla yaşanan ideolojik değişim sonucu bir araya gelen kişilerden Habib Akdaş, Baki Yiğit, Harun İlhan ve Adnan Ersöz’ün organizesi neticesi oluşturulmuştur. Bu kişilerin merkezinde yer aldığı yapı, daha sonra ülkemizdeki Selefi referanslı bazı radikal dini grup ve örgütlerle de, iltisakı olan ve cihat bölgelerinde selefi yapılanmalar içerisinde yer almış şahısların da aralarında bulunduğu Sadettin Akdaş, Gürcan Beç, Feridun Uğurlu, Azat Ekinci, Abdülkadir Karakuş, Mesut Çabuk, Osman Eken, Suat Şermen, Yusuf Polat, İlyas Kuncak gibi kişilerin de katılımlarıyla büyümüştür. (155-156)

-Emirliğini Habib Akdaş’ın yaptığı el-Kaide Türkiye yapılanması şu saldırıları gerçekleştirmiştir:

1)Beyoğlu Neve Şalom saldırısı: 15 Kasım 2003 -Gökhan Elaltuntaş tarafından bomba yüklü araç- 11 ölü 87 yaralı

2) Şişli Beth İsrail Sinagogu saldırısı: 15 Kasım 2003- Mesut Çabuk tarafından bomba yüklü araç- 15 ölü 134 yaralı

3) Beşiktaş HSBC Bank saldırısı: 20 Kasım 2003- İlyas Kuncak tarafından bomba yüklü araç- 15 ölü 139 yaralı

4)Beyoğlu İngiliz Konsolosluğu saldırısı: 20 Kasım 2003 – Feridun Uğurlu tarafından intihar saldırısı – 19 ölü 380 yaralı (164-165)

-HDP’nin Diyarbakır mitinginde bombalı saldırı düzenleyen Adıyaman doğumlu 20 yaşındaki Orhan Gönder de 2014 yılında Suriye’ye gidip geri gelen M.G.D adlı bir gençle arkadaşlık etmeye başladıktan sonra Alevi olmasına rağmen IŞİD zihniyetini benimsemiş ve saldırıdan önce Tel Abyad’a giderek IŞİD’e katılmış. (196)

-IŞİD ve el-Kaide örneğinde gördüğümüz şekilde dini hassasiyeti olan bireylerin radikalleşmesi kendilerinin doğru metodolojiden yoksun olarak ulaştıkları bilginin en doğru ve sahih bilgi olduğuna inanmakla başlamakta ve bu inanışın getirdiği kibirle muhalif tüm seslere kulaklarını kapatmalarıyla sonuçlanmaktadır. (208)

Yakın Plan Yayınları, 2016 basım, 1.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...