15 Haziran 2025

MÜMİN KİMLİĞİMİZ- NUREDDİN YILDIZ

-Allah’ın yasaklarından kaçınmak, emirlerini yapmaktan önce gelen bir seviyedir.

-Allah’ın kudretini ve hakimiyetini, emir verme ve yasak koyma hakkını ne adına paylaştırıyorsa bir insan, o yaptığı şirktir.

-Allah için yapılmış bir işten beşerî bir haz duymak yasak değildir.

-Zühd, sahip olup kullanma imkanına rağmen dünya nimetine tenezzül etmemektir.

-İslam, sünnet ve cemaat kelimeleri dışında dini kimlik ifadesi için bir ilave isim kabul etmeyiz.

-Haramların işlenmesini engelleyecek gücü olup da onu kullanmayıp bekletmek, sabretmek haramdır. İbadetsizliğe ve imanın pas tutmasına, tembelliğe, ömrün boş işlerde heder edilmesine karşı sabır haramdır. Zelil bir hayat yaşamaya neden olacak hatalara karşı sessizlik haramdır. Peygamber Efendimiz ‘’Sabır ilk darbe anındadır’’ diyor. Vakti geçtikten sonra artık onun adı sabır olmaz.

-Müslüman olarak yaşayabilmek için gereken kadar din ilmi öğrenmesi farz, daha fazlasını öğrenmesi de müstehabtır.

-Eğer mübah bir farzın eda edilmesine sebep oluyorsa onun hükmünü taşır, o da farz olur. Sünnetin eda edilmesine sebep oluyorsa onun hükmünü taşır. Harama sebep olan mübah haram olur.

-Belalar Haktan sapmanın sonucudur. İmtihan olan sıkıntılar ise, istikamet üzere olmanın gereğidir ve derecelerin artması içindir. İnsanın Allah katındaki yakınlığı güçlendikçe sıkıntıları da çoğalır.

-Ahlak ölçülerimizin erozyona uğramaması için, iki yılda bir Riyazüs salihini bitirecek şekilde bir hadis dersi muhakkak yaparız. Oradan öğrendiklerimizi de tatbik ederiz.

-Aslı eski olan ama bu asırda yeni bir şekil alan oyun türleri:

· Müminlerin kulağına hoş gelecek ‘’İbrahimi dinler, semavi dinler’’ gibi kimi sinsi tuzaklar kurularak, İslam’ı geçerliliği kaldırılmış dinlerle aynı masaya oturtma oyunu

· Hürriyet ve insan hakları gibi bir maskenin altından, dinden dönmeyi, dini içinden kemirmeyi normal bir davranışa çevirme oyunu

-Evliliği geciktirmeye neden olan ebeveyn, şer’i bir mazerete dayanmadıkları sürece mesuldürler, istiğfar etmelidirler.

-Örfümüzdeki, kayınlara karşı gösterilen yakınlık ve güvenin, beraberlikte sakıncasız hale dönüşmesi hadis-i şerifte yasaklanmıştır.

-Kadın, anne ve babasını, kardeşlerini şehir içinde iseler ayda bir defa ziyaret eder. Erkeğin bunu engelleme hakkı olmaz. Acil durumlarda da zaman dikkate alınmadan gider. Şehir dışında da en az yılda 1 defa kadının ziyaret hakkı vardır.

-Bir kadının eşini en çekici haliyle ve şık görmek istemesi hakkıdır. Bakara suresinin 228. ayeti buna dalalet etmektedir. Ağzı kokan, elbisesi temiz olmayan bir erkek kınanmayı hak etmiştir.

-Fitne olaylarına Ashab-ı Kiram’dan esinlenen benzetmeler yapma. Onların yaşadıkları olaylar, kişilikleri ve zamanları ile bağlantılı olduğundan, bizim kişilik ve zamanımızla kıyas edilmeleri hatalı olur.

-Mizah ve eğlenme konusu dinle ilgili olmamalıdır. Allah, ayet, hadis, akide ile ilgili gülmenin akıbeti cehennem ateşidir. Sakal gibi, Rasulullah (s.a.v)’e ait olduğu sabit olan bir sünnetle eğlenmek kabul edilemez.

- ‘’Mü’ minin, mü’mini korkutması helal olmaz” Hadis-i Şerif

-Gıybet olan bir şaka mizah olamaz. Gıybete gülünemez.

-Fakirlik yeryüzü şartlarında Allah’ın bir kaderidir. Milletlerin tarihinde ‘’Allah’ın bir cezası’’ olarak da tecelli edebilir. Faizin serbestçe alınıp verilmesi, Allah’ın ahkamının ilga edilmesi, ibadetlerin unutulması, zulmün yaygınlaşması gibi nedenlerle fakirliğin bir azap olarak kullara tattırılabileceğini hadislerden öğreniyoruz.

-İyi bir son işareti sayılabilecek durumlar:

· Ölümden önce Kelime-i Şehadet telaffuz edip gözlerini kapatma

· Cuma gecesi ölmüş olma

· Salih bir amel yaparken ölmek

· Kadere teslimiyette kusur edilmeden, ağır hastalıklardan sonra ve kadının lohusalık günlerinde ölmesi

-Dedikodu, gıybet, idrar kirlenmesine karşı gevşeklik, abdestsiz namaz kılmak, yalan, namazı zayi etmek, zekâtı terk etmek, zina, hıyanet, Müslümanlar arasında parçalanmaya neden olma, faiz, mazluma yardım etmeme, içki, cinayet, ashaba sövme, elbisede kibirlenmeden ötürü kabirde azap olacağına dair rivayetler vardır.

-Ölünün ardından akrabaları sadece üç gün yas tutabilirler. Hanımının yası ise 4 ay 10 gündür. Bu süre zarfında evini terk etmesi ve evlilikle ilgili görüşme yapması haramdır.

-Bir haramdan uzak kalmak, bir farzı eda etmekten önce gelir.

-Bilmediği bir meselede Müslümanın hakemlik yapması basiretsizliğini gösterir.

-İbn-i Kayyım diyor ki: Bir kalp, günahlardan tevbe edinceye kadar sahibini sıkıştırıyorsa, zikirsiz, ibadetsiz bir günü sıkıntılı görüyorsa, ibadet ederken yemekten, içmekten daha çok zevk alıyorsa, virdini unuttuğunda malını kaybetmiş gibi üzülüyorsa, namaza durduğunda dertlerini unutuyorsa, vakit harcamada cimri ise bir amelden çok o amelin kabul olması ile ilgileniyorsa o kalp diridir.

-Çocuğun baba dostluklarını sürdürmesi sünnetir.

-‘’Ruhlar küme kümedir. Bir araya geldiklerinde uyanlar kaynaşır, farklı olanlar ters düşer’’ Hadis-i Şerif

-Bir Müslüman’ın farzları eksiksiz yapıp, haramlardan kaçınmasını sağlayacak kadar cehennemden korkması farzdır. Bu kadar korkmayanın cehenneme girecek işler yapması mümkündür.

-Kulların işkencesini, onların günah olan işlerine itaat etme veya Allah’ın emirlerinden birini terk etme nedeni yapan, kulların işkencesini Allah’ın azabına denk tutmuş olur. Bu ise haramdır. Zira korkulması gereken sadece Allah Teala’dır.

-Koyundan korkmak haramdır. (Kanafi, Furûk, 265. Farktan özetleme)

-‘’İman’’ sözcüğü müminin kulağında neyi yankılandırıyorsa temizlik o anlamın yarısıdır.

-Domuz ve köpek canlı iken de cansız iken de pistir. Domuzun, köpeğin organlarının hiçbir şekilde temizlenmesi mümkün değildir.

-Bir pisliği temizledikten sonra- bu temizlik üç kere tekrar edildiği halde- pisliğin rengi ve kokusu gitmiyorsa temizlik hükmen gerçekleşmiş sayılır.

-Bir trafik kazasına neden olan sürücünün kaza sonucu sakat bıraktığı veya bir organ eksikliğine neden olduğu insanların her birine ‘’erş’’ adı verilen bir tazminat ödemesi dini bir hükümdür. Kazada ölüm meydana geldiyse, kazaya neden olan sürücünün, ölen her insan için iki ay aralıksız kefaret orucu tutması Kur’an’ın emridir. Ayrıca ölen her bir insan için diyet ödenir. Bu diyetin maddi değeri 100 deve bedelidir. Bugün ki rakamlarla bu bedel takribi olarak 150-200 milyar arasındadır.

-Karnın üstüne yatmak mekruhtur.

-Yatsı namazından önce uyumayı Peygamber Efendimiz kerih görmüşlerdir.

-‘’Annen- baban. Cennetin veya cehennemindir’’ Hadis-i Şerif

-Ebeveynin ihmal ve hataları hatta kasıtları bile evlat tarafından muhakeme edilemez.

-Tevbe etmek, istiğfar etmek bir nafile türüdür.

-Zikir yapmak bir nafiledir. Bunun için bir tarikata girmek şart değildir.

-Kur’an okumak, onu tefekkür etmek, oturup öğrenilmesine çalışmak en büyük nafilelerdendir.

-Müstakil bir ibadet olarak mükemmel bir abdest almak, abdestten sonra iki rekât namaz kılmak nafile ibadetlerdendir.

-Enbiyanın dışında insanlığın en büyük velisi Hz. Ebubekir’dir.

-Farzlardan önceki ve sonraki sünnet namazları kaçırmamak nafileyi öne çıkaran önemli ibadetlerdendir.

Tahlil Yayınları, 4.baskı, 2008 basım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...