-Mahalle hem algılanabilir bir coğrafyayı hem de birbirleriyle yakın ilişkileri olan homojen bir topluluğu ifade eder. Mahallelerde zengin ve fakir rahatlıkla birlikte yaşarken günümüzde sitelerde ancak aynı gelir seviyesinde insanlar yaşayabilmektedir. Bu ayrımcılık asla tasvip edilemez, insan/kul haklarına aykırıdır.
-Az bilinen veya gizlenen bir gerçek şudur. Beton radyoaktif radon gazı yaymaktadır. Betonarme binalarda yapılan ölçümlerde 200-300 Bekerele kadar çıkan radyoaktif değerler çıkabilmektedir. WHO’ya göre bu seviye insan sağlığını tehdit eden sınırların başlangıcıdır. Radon gazı vücutta toksit bir etki yapıyor, bu etki kansere kadar gidebiliyor. Amerika’da 1994 yılında yapılan bir araştırmada akciğer kanserinden ölenlerin %14’ünün bina içi radona maruz kalanlar olduğunun anlaşılmasından sonra betonarme binalara radon gazı tahliye aspiratörleri konulması mecburiyeti getirilmiştir.
-Modern mimari insanın yerine eşyayı ölçü alan bir bakış açısına sahip olmuştur. Bu mimari anlayış ne yazık ki insana değil tüketim toplumu yaratan kapitalist sisteme hizmet etmektedir. Bu düzende mimari sanayiye, mimarlarda sermayeye teslim olmuştur artık. Sanayi devrimi sonrası üretim patlaması yaşanan Batı’da böyle bir mal arzı ortaya çıkmıştı. Bunların piyasaya sürülmesinde modern mimari anlayışın mühim rolü olmuştur. Modern mimari, sanayi mamulü birçok eşyayı insanın gerçek ihtiyacı olup olmadığına bakmaksızın projelerinde kullanmak suretiyle sanayiye ve kapitalizme hizmet etmiş, tüketimi artırarak sermayeyi beslemiştir. Modern mimari Batı’da hâkim kapitalist çarkın mimarisidir artık.
-Eski şehirlerimizin icabına kısa zamanda baktık. “Eskiyi unut, yeni yolu tut” denilmiştir. Şehirlerimiz kimliğini kaybedince insanların tutunacak dalı kesilmişti. Nesiller arasında irtibat kalmadı. Artık ne bir mimarimiz var ne bir musikimiz. Sinan demişti bir kere Tanpınar’ın sözüdür diye: “ Cedlerimiz inşa etmiyorlar, ibadet ediyorlardı” diye.
-Bildiğim, Eyüp Bahariye Mevlevihanesi’nin son şeyhi öldükten sonra Mevleviliğin defteri kapanmıştır. Ama belli olmaz, kim bilir, belki bugün bilmediğimiz bir yerde bir Mevlevi şeyhi irşada devam ediyordur. İstanbul’da Mevlevi olduğunu söyleyen şeyhler var, kadınları da semaya dahil ettiler.
Dergah Yayınları, 2018 basım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder