14 Haziran 2025

SİYASET ANLAYIŞIMIZ – M.SAİD ÇEKMEGİL

 -Destan şairi Basri Gocul der ki:” Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne / Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne” / İki Nisan, Van, 09.01.1962 (19)

-12.asırda Aristo’yu vahdetçi bir görüşle Avrupa’ya kazandıranlardan İbni Rüşd çağının ayrı bir özelliğini taşır. İtalyalı Dante’nin hafifçe itirazına kadar Avrupalıların büyük bir kısmı, Papayı güneşe İmparatoru da ondan ışık alan aya benzetiyorlardı. Daha sonra bütün siyasi otoritelere itimat edilmez birer politik dolandırıcı gözüyle baktırmaktan başka şeye yaramayan Makyavel’in 16.yüzyılda yazdığı “Prens” isimli eseri Batıda lafı edilen şövalye ruhuna da kıymıştır. Bu siyasi dejenerasyon materyalist A.Comte’ta bir türlü, Marks’ta başka türlü, J.J.Russo da daha başka türlü devam ederek anarşiler içerisinde günümüze kadar ihtilalleler devam etti. Pozitivist metodun kurucusu sayılan ve sahte şöhretini Saint Simon’dan çaldığı fikirlerle kazanan August Comte aşırı davranışları, bozguncu düşünceleri yüzünden Paris’teki politeknik okulundan kovulmuş bir din düşmanıdır. (42.dipnot/ Siyasi Doktrinler Tarihi, Gaetano Mosca, Çev: Samih Tiryakioğlu, Sf:213) Hele Marks’ın samimi dostu olan Lassalle’e yazdığı mektuplarla dalkavukluk yaptığı ve arkasından da utanma hissi duymadan çekiştirdiği karakterini bilenlerce malum şeylerdir. (31)

-Şunu demek isteriz ki esasa bağlı kalmak, aynı gayeyi tahakkuk ettirmek emeliyle meşru olmak, yani Allah’ın müsaade ettiği çeşitli yolların birinden gitmek şartiyle, Müslümanlar dahi icap eden değişik idare tarzlarından birini tercih veya kendine mahsus bir tatbik şeklini devam ettirebilir. Bunun böyle olması da yine insanlığa ait bir husustur. Müslümanlardan melek olması istenmediğine göre, insani ihtiyaçlarını Allah’ın yasak etmediği şekilde temin için çeşitli kolaylıklara elbetteki başvurmak hakkına sahiptir ve insanlığı neyi icap ettiriyorsa İslamlığının vakar ve şerefini muhafaza eder şekilde onu gerçekleştirmek serbestisindedir. (36)

-Mesela ünlü Carlyle de İslamın son nebisini kahramanları arasına almaya çalışarak o kadar över ki, dikkatsiz ise bu materyalist takdirlerin altındaki korkunç imansızlığı tesbit edemez. Biz bunun kitabını baştan sona inceledikten sonradır ki bir yerinde büyük methiyelerle ezile büzüle tasdik eder göründüğü peygamberi, diğer bir yerinde Shakespeare’le, Dante’yle mukayese ve onlardan daha çabuk eskiyeceğini iddia edecek kadar acemi bir safsatacı olduğunu anlayabildik. (76.dipnot/ Kahramanlar, Carlyle, Çev: Reşat Nuri Güntekin, Sf:40-71-89-98) (47)

-Her kim ki Müslümanım dediği halde, gücünce, hakkın yayıcısı, zulmün cehaletin hasmı olmuyorsa; olmak istemiyorsa onun kıldığı namaz, tuttuğu oruç, yaptığı hac, verdiği zekât ebediyette kendisini kurtaramaz. Müslimden rivayet edilen bir hadiste:” Bir kimse gaza etmeyerek ve cihada gitmeyi gönlünden geçirmeyerek ölürse nifak üzere ölür” (164.dipnot/ Riyazüssalihin, cilt:2, Sf:425) (71-72)

-Bu ayetlerin ışığında Dr. Ali Kemal Belviranlı’nın diliyle:” Cisimde can, tesisatta cereyan, maddede mana ne ise kâinatta da Müslüman odur” diyoruz. (73)

-Müslümanın iç politikası, hakka bağlı bir hukuk düzeni içerisinde adalet tevzi edebilme dirayeti ve vazifeleri ehillere verme basireti oluyor. Çünkü o Cenab-ı Hakk’ın şu muhkem emrinden gaflete düşmemekle mükelleftir:” Emaneti ehline veriniz ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmediniz” (Nisa Suresi 58.Ayet-i Kerime) (76)

-Siyaset yalnız insan için mevzuu bahstır: eğer insan Müslümansa siyaseti, güzel ahlak kurallarına uyarak, hak için yapacaktır. Çünkü Napolyon’un dediği gibi:”Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz” (286.dipnot/ Hasan Basri Erk, Adalet Edebiyatı Antolojisi, Sf:52) Aklını güzel çalıştırarak Müslüman olan Alman Atom Alimi Nureddin Steinhorst kardeşimizin dediğinde de bir hakikat payı vardır: ”İyi insanların fena kanunları tatbik etmeleri, fena insanların iyi kanunları tatbik etmelerinden daha hayırlıdır” (287.dipnot/ Yeni Sabah Gazetesi, 05.06.1958) (104)

Sanih Kütüphanesi Yayınları, 1968 basım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...