06 Ağustos 2025

HELALEN TAYYİBEN - HÜSEYİN KAMİ BÜYÜKÖZER

-Fıkıh ve teknik bilim kurullarımızın hazırladığı "Helal Gıda Standardı"na göre uygun üretim yapan firmalara 2009 yılından itibaren GİMDES, kefalet sistemine dayalı olarak helal sertifika verme çalışmalarını sürdürmektedir. Bugüne kadar 200 firmaya helal sertifikası verilmiştir. Bu sertifikalarımızla 2012 yılında yaklaşık 1 milyar ABD dolarlık ihracat yapılmıştır. (23)

-2005 yılında kurulan GİMDES, bütün Müslümanların olmazsa olmaz yaşam şartlarının başında gelen helal ve sağlıklı gıda maddelerini araştırmak ve yasal çerçeve içerisinde "helal sertifika" vermek için kurulmuştur. GİMDES, altyapı çalışmalarını yaptıktan sonra, helal sertifikalandırma çalışmalarına 2009 yılında başlayarak, Müslümanlara helal lokmayı yeniden hatırlatma, helal lokmanın kişisel ve toplumsal huzuru, başta Türkiye olmak üzere, tüm İslam ümmetine yaşatma gayreti içerisinde sertifikalandırma çalışmalarına hızla devam etmektedir. (40-41)

-Necaset yiyen veya necaset yedirilen hayvanın fıkhi hükmü; İslam fıkhında bu durumdaki hayvanlar "Cellâle" adı ile anılmıştır. Cellale sadece leş ve necaset yemeyi alışkanlık haline getirmiş bununla birlikte başka bir şey yemeyen ve kötü kokan hayvandır. Fakihler, böyle bir hayvanın etinin yenilmesi konusunda farklı görüşler belirtmişlerdir. Hanefilere göre; cellalenin eti de sütü de mekruhtur. Şayet cellale hayvan tavuk cinsi ise 3 gün, koyun ise 4 gün, sığır ve deve ise 10 gün hapsedilir ve bu esnada temiz alafla beslenirse hayvan temizlenmiş olur ve yenmesi helal olur. (70-71)

-Serbest dolaşan tavuğun ve pislik yiyen ineğin etleri kokmadıkça ya da pislikle beraber normal yiyecek ve alaflarını da yiyor ve pislik bütün yediklerinin yarısından azında kalıyorsa, mekruh olmakla beraber etleri yenebilir. Hatta "domuz sütü emmiş kuzunun durumu da böyledir" hükmüne kıyasla, kan, ölü hayvan, domuz ve hayvan dışkısı gibi maddelerin tavuk ve hayvan yemlerine yarıdan az olmak üzere karıştırılabileceğine dair fetva çıkartmaya çalışmak doğru olmasa gerektir. Çünkü yukarıda açıklanan fıkhi görüşler, bunların kendiliğinden yemiş olmaları halinde söz konusudur. Halbuki kan ve benerlerinden, hangi yolla olursa olsun yararlanılması haramdır. Kan, dışkı, ölü hayvan eti ve domuz haram olduğuna, yani "mütekavvim mal" olmadığına göre satışı ve alışı da haramdır. (71)

-Lütfen 15 Ekim ile 15 Mayıs tarihleri arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, kabak, çilek vs gibi yaz sebze ve meyveleri yemeyiniz, çocuklarınıza yedirmeyiniz. Çünkü bu tarihler arasında satın aldığınız bu gıdaların hiçbiri doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmiyorlar. (76)

-Ekmeğe katkı maddeleri katılma nedenleri: 

1-Hamurun asidini artırmak

2-Bayatlamayı geciktirmek

3-Ekmek hatalarını ve hastalıklarını düzeltmek

4-Su kaldırma oranını yükseltmek

5-Hacim artışı sağlamak

6-Un rekoltesini yükseltmek vb amaçlar için kullanılmaktadır. (98)

-Karmin / E 120: Renklendirici, böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, şampuanlarda, kırmızı elma sularında, şekerlemelerde ve diğer gıdalarda kullanılır; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Ayrıca Hanefi mezhebine göre de haramdır. (106)

-Aspartamın içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocukların zekâ gelişimlerini olumsuz etkileidği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. (106)

-Kaliteli ve taze lokum, üzerine baskı uygulandığında yayılmaz ve baskı kalktığında eski halini alır. Elle iki kenarından çekildiğinde lastik gibi uzamaması ve ele yapışmaması, lokumların taze olduğunu gösterir. Aksi olursa o lokumu asla tüketmemeliyiz. (108)

-Yılda 3000 ton civarında ithal edilen jelatinin en az 2250 tonunun domuzdan ve helal kesilmemiş sığır ve benzeri hayvanlardan üretilmiş olduğu düşünülürse, şüpheden uzak durmak için jelatinli ürünlerden kaçınılmalıdır. Etiketinde E441 veya jelatin veya gelatin yazan ürünler için ihtiyatlı olunmalıdır. (109)

-E950, E951, E952 ve E954 suni tatlandırıcılar asesulfam, aspartam, siklamik asit ve sakkarinleri ifade eder. Bunlar gıdalarda ve ilaç sanayiinde tatlandırıcı olarak kullanılırlar; fırınlanmış yiyecekler, dondurulmuş tatlılar, şekerlemeler, mandıra ürünleri, pastalar, farmasotik olarak ağız hijyeni ve son zamanlarda içeceklerde kullanılmaktadır. The Center for Science in the Public İnterest (CSPI) yapay tatlandırıcılar aspartam, sakkarin ve asesülfam potasyumu en kötü 10 katkı maddesi listesine dahil etmiştir; bu üç tatlandırıcının da hayvanlarda kansere neden olduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda kanser riskini artırabilir. Ayrıca çocuklarda ve ceninlerde beyin hasarı oluşturabilmektedir. (109)

-Normalde bir koku açıkta bırakılsa uçar gider. Ama sabun veya şampuanlarda aylarca da kalsa koku gitmez. İşte kokunun uçmayıp kalmasını sağlayan özel kimyasal katkı maddeleri vardır. Bu kimyasal maddenin ise en kolay eriyeninin erime noktası 260 derecedir. Bu malzemeyi vücudunuzdan uzaklaştırmak isteseniz vücudunuza 260 derecelik birkaç kg su dökmeniz icap eder. Ancak bu sayede bu kimyasalın zararlı etkilerini uzaklaştırmış olabilirsiniz. İnsan kemiği ise 230 derecede erir. Piyasada görmüş olduğunuz rengarenk mis kokulu sabunların en az %85'i hayvansal iç yağından üretilmiştir. Bu yağın hınzırdan elde edilmiş olabilmesi de ayrıca bir risktir. Bundan dolayı da %100 zeytinyağı sabun kullanımı çok önemli bir değer daha kazanmaktadır. (121)

-Meyveler, yemek öğünlerinden önce yenmelidir. Meyveyi bu şekilde yerseniz, kilo vermede ve diğer yaşam aktiviteleri için gerekli enerjinin önemli bir miktarını karşılamada meyveler büyük bir rol oynamış olur. Meyve mide dolu iken yendiği zaman, bozulmuş diğer gıda maddeleri ile karışır ve gaz üretir, bu yüzden de sizin mideniz şişer. (128)

GİMDES, 2020 basım, 2.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CANLI TARİHLER 1.KİTAP – HAZIRLAYAN: SEZGİNCAN YAĞCI

  İSMAİL FENNİ ERTUĞRUL (MAYIS-HAZİRAN 1856- 29 OCAK 1946) - Bay İsmail Fenni Ertuğrul, Prof. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun fikri bir vec...