-2005 yılında kurulan GİMDES,
bütün Müslümanların olmazsa olmaz yaşam şartlarının başında gelen helal ve
sağlıklı gıda maddelerini araştırmak ve yasal çerçeve içerisinde "helal
sertifika" vermek için kurulmuştur. GİMDES, altyapı çalışmalarını
yaptıktan sonra, helal sertifikalandırma çalışmalarına 2009 yılında başlayarak,
Müslümanlara helal lokmayı yeniden hatırlatma, helal lokmanın kişisel ve toplumsal
huzuru, başta Türkiye olmak üzere, tüm İslam ümmetine yaşatma gayreti
içerisinde sertifikalandırma çalışmalarına hızla devam etmektedir. (40-41)
-Necaset yiyen veya necaset
yedirilen hayvanın fıkhi hükmü; İslam fıkhında bu durumdaki hayvanlar "Cellâle" adı
ile anılmıştır. Cellale sadece leş ve necaset yemeyi alışkanlık haline getirmiş
bununla birlikte başka bir şey yemeyen ve kötü kokan hayvandır. Fakihler, böyle
bir hayvanın etinin yenilmesi konusunda farklı görüşler belirtmişlerdir.
Hanefilere göre; cellalenin eti de sütü de mekruhtur. Şayet cellale hayvan
tavuk cinsi ise 3 gün, koyun ise 4 gün, sığır ve deve ise 10 gün hapsedilir ve
bu esnada temiz alafla beslenirse hayvan temizlenmiş olur ve yenmesi helal
olur. (70-71)
-Serbest dolaşan tavuğun ve
pislik yiyen ineğin etleri kokmadıkça ya da pislikle beraber normal yiyecek ve
alaflarını da yiyor ve pislik bütün yediklerinin yarısından azında kalıyorsa,
mekruh olmakla beraber etleri yenebilir. Hatta "domuz sütü emmiş kuzunun
durumu da böyledir" hükmüne kıyasla, kan, ölü hayvan, domuz ve hayvan
dışkısı gibi maddelerin tavuk ve hayvan yemlerine yarıdan az olmak üzere
karıştırılabileceğine dair fetva çıkartmaya çalışmak doğru olmasa gerektir.
Çünkü yukarıda açıklanan fıkhi görüşler, bunların kendiliğinden yemiş olmaları
halinde söz konusudur. Halbuki kan ve benerlerinden, hangi yolla olursa olsun
yararlanılması haramdır. Kan, dışkı, ölü hayvan eti ve domuz haram olduğuna,
yani "mütekavvim mal" olmadığına göre satışı ve alışı da haramdır.
(71)
-Lütfen 15 Ekim ile 15 Mayıs
tarihleri arasında salatalık, domates, patlıcan, biber, kabak, çilek vs gibi
yaz sebze ve meyveleri yemeyiniz, çocuklarınıza yedirmeyiniz. Çünkü bu tarihler
arasında satın aldığınız bu gıdaların hiçbiri doğal ortamlarda, tarlalarda, güneş
ışığında ve doğal gübrelerle yetiştirilmiyorlar. (76)
-Ekmeğe katkı maddeleri
katılma nedenleri:
1-Hamurun asidini artırmak
2-Bayatlamayı geciktirmek
3-Ekmek hatalarını ve
hastalıklarını düzeltmek
4-Su kaldırma oranını
yükseltmek
5-Hacim artışı sağlamak
6-Un rekoltesini yükseltmek
vb amaçlar için kullanılmaktadır. (98)
-Karmin / E 120:
Renklendirici, böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, şampuanlarda, kırmızı
elma sularında, şekerlemelerde ve diğer gıdalarda kullanılır; hassas ve asmatik
bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Ayrıca Hanefi mezhebine göre
de haramdır. (106)
-Aspartamın içinde bulunan
fenil alalin isimli amino asitin çocukların zekâ gelişimlerini olumsuz
etkileidği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. (106)
-Kaliteli ve taze lokum,
üzerine baskı uygulandığında yayılmaz ve baskı kalktığında eski halini alır.
Elle iki kenarından çekildiğinde lastik gibi uzamaması ve ele yapışmaması,
lokumların taze olduğunu gösterir. Aksi olursa o lokumu asla tüketmemeliyiz.
(108)
-Yılda 3000 ton civarında
ithal edilen jelatinin en az 2250 tonunun domuzdan ve helal kesilmemiş sığır ve
benzeri hayvanlardan üretilmiş olduğu düşünülürse, şüpheden uzak durmak için
jelatinli ürünlerden kaçınılmalıdır. Etiketinde E441 veya jelatin veya gelatin
yazan ürünler için ihtiyatlı olunmalıdır. (109)
-E950, E951, E952 ve E954
suni tatlandırıcılar asesulfam, aspartam, siklamik asit ve sakkarinleri ifade
eder. Bunlar gıdalarda ve ilaç sanayiinde tatlandırıcı olarak kullanılırlar;
fırınlanmış yiyecekler, dondurulmuş tatlılar, şekerlemeler, mandıra ürünleri,
pastalar, farmasotik olarak ağız hijyeni ve son zamanlarda içeceklerde
kullanılmaktadır. The Center for Science in the Public İnterest (CSPI) yapay
tatlandırıcılar aspartam, sakkarin ve asesülfam potasyumu en kötü 10 katkı
maddesi listesine dahil etmiştir; bu üç tatlandırıcının da hayvanlarda kansere
neden olduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda kanser riskini artırabilir. Ayrıca
çocuklarda ve ceninlerde beyin hasarı oluşturabilmektedir. (109)
-Normalde bir koku açıkta
bırakılsa uçar gider. Ama sabun veya şampuanlarda aylarca da kalsa koku gitmez.
İşte kokunun uçmayıp kalmasını sağlayan özel kimyasal katkı maddeleri vardır.
Bu kimyasal maddenin ise en kolay eriyeninin erime noktası 260 derecedir. Bu
malzemeyi vücudunuzdan uzaklaştırmak isteseniz vücudunuza 260 derecelik birkaç
kg su dökmeniz icap eder. Ancak bu sayede bu kimyasalın zararlı etkilerini
uzaklaştırmış olabilirsiniz. İnsan kemiği ise 230 derecede erir. Piyasada
görmüş olduğunuz rengarenk mis kokulu sabunların en az %85'i hayvansal iç
yağından üretilmiştir. Bu yağın hınzırdan elde edilmiş olabilmesi de ayrıca bir
risktir. Bundan dolayı da %100 zeytinyağı sabun kullanımı çok önemli bir değer
daha kazanmaktadır. (121)
-Meyveler, yemek öğünlerinden
önce yenmelidir. Meyveyi bu şekilde yerseniz, kilo vermede ve diğer yaşam
aktiviteleri için gerekli enerjinin önemli bir miktarını karşılamada meyveler
büyük bir rol oynamış olur. Meyve mide dolu iken yendiği zaman, bozulmuş diğer
gıda maddeleri ile karışır ve gaz üretir, bu yüzden de sizin mideniz şişer.
(128)
GİMDES, 2020 basım, 2.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder