02 Mayıs 2025

BÜYÜK KAVGA İLMİ TARTIŞMA MAKALELERİ – ALİ NAR

-Soru ütüne fetva vermek sünnettir. Acil, önemli ve zaruri durumda yerinde ve ehliyetle ictihad etmek farzdır. Ehliyetsizce veya aksine nassın varlığında ictihad iddiası haramdır. Sayılan ve sayacağımız bütün şart ve özelliklerin hepsi bulunsa da kişide kendini gösterme, çıkar sağlama ya da makamlara erme duygusu varsa ehliyetsizce, günah işlemiş olur. Bir de maksatlı yaparsa o da küfür olur. (79)

-1994’ün Nisan ayında patrik dünya Ortodoks devletini Avrupa Birliğinde resmileştirirken Bursa’nın “Gönlü Ferah” otelinde bir tür kapalı oturum yapıldı. Ev sahibi “Kur’an Vakfı” idi. Katılanlar Hüseyin Atay, Suat Yıldırım, Süleyman Uludağ, Bekir Topaloğlu, Hüseyin Algül, Salih Akdemir, Hayri Kırbaşoğlu, Said Şimşek, Hayreddin Karaman, Süleyman Ateş. Tespitlerimize göre Ali Bulaç gibi profesör falan olmayan birkaç kişi daha var. Konu “Kuır’an’ı ne yapalım? Çağa göre bir tefsir mi, yoksa ameliyat mı?” Yani adeta “Bir ölü var ortada bunu nasıl kaldıracağız?” gibi bir tavır var. (104)

-Aklı başında ulema onu çok iyi tanıyor ve tanıtıyor. Mesela Ebu’l Huda Seyyadi, Reşit Rıza’ya yazdığı mektupta (1898) Cemaleddin için, “O, hedefinden sapmış bir ok gibi dinden çıkmış bir dinsizdir” diyor. (Tarih’ül Üstaz) Selim Anhuri ise “Sihru Hanut” adlı divanında onun Hindistan’da öğrendikleri sonucu, alemin ezeli olduğu kanaatiyle dinsizliğe saptığını söylüyor. Bunlar da Reşid Rıza’nın eserinden alınmadır. Bu sadık talebesi onun batıni renkte bir vahdet-i vücudcu olduğunu, gelişme konusundaki beyanlarınınsa Darwin’i andırdığını söyleyebiliyor. (Tarih’ül Üstaz, sf:79-80) Mason başı Faris Nemr Paşa da onun ölümüne mersiye yazmıştır. (H.Karaman’da manzume derç etmiş kitabına) (133)

-“Diyalog yaygarası”nın papa ve patrik barışmasından sonra ortaya çıktığı biliniyor. Osmanlının vuruşturarak ayrı tuttuğu bu iki fitne yuvası 1965’lerden sonra bir diyaloga girdi ve bunu icad etti. Bu tarihten çok önce de Al-i İmran suresi 64.ayetini istismar etmeyi deneyen misyonerler zamanı, şartları ve şahısları uygun gördükçe gündemi açmışlardır. Mesela, 1905’teölen M.Abduh Lübnan’da sürgün hayatında iken, İngiliz misyoneri İzak Taylor’ın teklifini almış ve gönlü havalanmış, üstadı Cemaleddin’in ruhunu şad edercesine bunu bayrak yapmıştı. Onların bizdeki mukallidi bir kliğin temsilcisi Tayyar Altıkulaç diyanetteki yerini alınca da 1970’li yıllarda “İslam- Hristiyan diyalogunu” telaffuz etti. Vatikan’a temsilci bile gönderdiler. Süleyman Ateş oraya oturunca ise Yahudi’yi de bu diyaloga sokmak istedi. İlk itiraz ise Roger Garaudy’den geldi. Bu da az gelmişti ki Fethullah Gülen bütün dinleri teklif ve bunda ısrar etti. (225)

-“Nitekim bir hadiste, ‘Allah’tan başka ilah yoktur, diyenler cennete girecektir2 denilir. Bu hadisten dolayı İslam bilginleri, Hristiyanların, Yahudilerin, Zerdüştlerin hatta Budist gibi herhangi bir şekilde tanrıya inananların cennete gireceklerini kabul ederler” / Bekir Karlığa, Hürriyet, 18 Nisan 2004. (231)

Ravza yayınları, 2009 basım, İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...