16 Mayıs 2025

BÜYÜKDOĞU’NUN ATLILARI ANILAR, OLAYLAR, BELGELERLE MTTB’NİN YÜZYILI – FEHMİ ÇALMUK

-İsmail Kahraman’a göre o dönemki Yaşar Özdemir yönetimindeki MTTB’nin darbenin hazırlanmasında çok büyük rolü vardır. İstanbul Hukuk Fakültesi merkezli başlayan öğrenci olaylarının işaret fişeği Prof. Hüseyin Nail Kubalı’nın üniversitedeki görevinden alındıktan sonra gelen tepkiler üzerine öğretim üyeliğine geri dönmesidir. MTTB Hukuk Fakültesi öğrenci derneği “sessiz yürüyüşler” tertip etmiştir. Öğrencilerin başında ise öğrenci derneğinin yönetim kurulu üyesi Kastro Nuri lakaplı Nuri Yazıcı vardır. Darbe süreci sonrasında her provokatif olayın altından Yazıcı çıkacaktır. (52)

-MTTB yönetiminin darbeyi desteklediğine ilişkin en önemli kanıt “Hürriyet Yolunda” isimli kitaptır. Burada darbe övülmekte ve desteklenmektedir. Peki, MTTB yönetimi darbenin içinde midir? İsmail Kahraman’a göre “1960 darbesini gençlik yaptı” sözleri algı yönetiminden başka bir şey değildi. (63)

-MBK üyesi Muzaffer Özdağ’ın İnönü ile görüşmesini anlatan Akis Dergisinde yer alan görüşmenin özeti, dediğimizi doğrular niteliktedir. “1960 yazının son aylarıda o zaman çalımından geçilmeyen MBK üyesi genç Muzaffer Özdağ bir gün İsmet Paşa’nın Ayten Sokak’taki evine gizli bir ziyarette bulunduğunda ‘Paşam, biz ihtilali size karşı da yapardık’ deyince İsmet Paşa bu gerçeği bildiğinden dolayıdır ki onun yanağını okşamış ve şöyle demiştir: “Sen, zor yapardın. Ben bir ihtilal ortamı yaratır mıydım ki?” (Akis Haftalık Aktüalite Dergisi, yıl:13, sayı:643,15.10.1966, sf:14) (68-69)

-Darbe sonrası üniversitede var olan atmosferi en iyi gözleyenlerden biri elbette ki MTTB genel saymanlığından, genel başkanlığına yükselen Yüksel Çengel’di. Yüksel Çengel, “Kıbrıs’la ilgili meseleleri Milli Türk Talebe Birliği’nin bir rol alması acaba devletin yönlendirmesi ile mi yoksa öğrenci talebe birliğinin bir mefkûresinden, bir vizyonundan dolayı mı oluyor?” sorusuna “Benim dönemimde hükümetin talebi olmadı” derken MTTB’nin Ankara’daki ikinci başkanı Edip Geyik, TSK’nın Kıbrıs mitingi yapmaları istediğini belirtiyor. (80-81)

-Edip Geyik, MTTB’nin organize ettiği Kıbrıs mitinglerinin halk ile bütünleşmesini sağladığını, toplumun her kesiminden destek aldıklarını belirtiyor. Bunun en ilginç örneği, Ankara’daki pavyonların “Kıbrıs’ta şehit olan Pilot Cengiz Topel için üç gün matemdeyiz” yazarak kapalı tutulduğunu açıklar. (82)

-Milli Türk Talebe Birliği’nin tiyatro müdürlüğünü yapan ünlü tiyatro sanatçısı Metin Akpınar, Cağaloğlu’ndaki genel merkezin altındaki spor salonunda Kıbrıs’ta savaşmak için “mücahitler” yetiştirdiklerini açıklayacaktır: “Biz, MTTB’de Kıbrıs’a 115 tane mücahit yetiştirdik. Bizim aşağımızdaki spor salonunda karakuşak karateci Ercan Çitlioğlu ile arkadaşlar ciddi çalışmalar yaptı. Bu arkadaşlar yakın dövüş ve beden eğitimlerini bizde yaptılar. Silah eğitimlerini başka yerde yaptılar. MTTB’nin böyle de ciddi bir katkısı vardır. Bunu da övünerek söylüyorum.” (84)

-Bu ülke Demokrat Parti'ye de askeri darbe yapanlara da kalmadı. MTTB Ankara Başkanı Edip Geyik, bir gün kendisini arayan Zeki Müren'in sözleri karşısında nasıl bir hayal kırıklığı içinde olduğunu arşivindeki fotoğrafı göstererek anlatacaktır: "Zeki Müren telefonla aradı. Sizi ziyarete gelmek istiyorum dedi. Ertesi gün bir arkadaşı ile birlikte geldi. Kısa sohbetten sonra nasıl yardımcı olabilirim dedim. Şöyle dedi: 'Gazetede büyük kurtarıcı Sayın Cemal Gürsel ile fotoğrafınızı gördüm. Üç aydır randevu almaya uğraşıyorum. Araya milletvekillerini bile koydum. Ancak muvaffak olamadım. Sizin gazete fotoğrafınızı görünce beni talebe başkanı Sayın Gürsel'e götürebilir dedim. Beni Cemal Gürsel'e götürün. Bir kez elini öpeyim sonra öleyim. Allah bu günü nasip etsin öleyim." Şaşırıp kaldım. "Tamam götüreyim de elini öpüp neden öleceksiniz?" dedim. "O, Türkiyeyi kurtardı. Bizi bir diktatörden kurtardı" dedi. Çok üzüldüm. Çok da canım sıkıldı. Israr edince Sayın Gürsel'in yaverini aradım. Durumu anlattım. 10 dakika sonra bana döndüler. "Yarın sabah 10'da bekliyoruz"dediler. Merakla benim telefonumun bitmesini bekliyordu. "Yarın sabah gelin, sizinle birlikte randevuya gidelim" dedim. Bana bir türlü inanmıyor, "Olamaz, bu kadar mı olur. Ben üç aydır uğraşıyorum. Hemen Cumhurbaşkanı size nasıl randevu verdi" deyince "Yarın görüşürüz" dedim. Ertesi gün gittik. Cemal Gürsel'in elini öptü."Bizi Demokrat Parti'den kurtardınız. Siz bir kahramansınız" dedi. Gürsel de ona iltifat etti. Ancak götürdüğüme çok pişman oldum." (90-91)

-Rasim Cinisli o dönem MTTB'ye bağlı çalışan Emek Sinemasındaki tiyatro faaliyetlerinin kapandığına ilişkin tartışmaya değinir. Dönemin tiyatro oyuncusu Zeki Alasya'nın 30.Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin açılış töreninde yaşam boyu onur ödülü alırken yaptığı konuşmada "Emek Sineması açılacaksa film göstermek, insanlar sinema seyretsinler diye açılsın. Emek Sinemasının sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın daha iyi" demişti. Zeki Alasya, 1967 yılında Milli Talebeler Birliği'ni dinci öğrencilerin ele geçirdiğini, oyun oynanan sahnede toplu şekilde namaz kılındığını sahnenin mescide dönüştürüldüğünü belirtmişti. (142-143)

-MTTB içinde Kanlı Pazar'ı "Şanlı Pazar" diye yorumlayanlar da vardır. Milli Gençlik Dergisinin (Mart 1969) sayısında "eylemler için Rabbine dua eden, Kanlı Pazar meydanını cennete eylemcileri Ashab-ı Yemen'e benzeren" Sezai Karakoç'un bir yazısının da iktibas edilmesi gözlerden kaçmamıştır. (187)

-Nurettin Topçu, kendisini ziyarete gelen Burhanettin Kayhan başkanlığındaki Hüseyin Coşkun, Osman Yumakoğlu ve Ömer Öztürk'ten oluşan MTTB yönetimine şöyle bir serzenişte bulunacaktı:"Ya Burhanettin evladım. Hiçbir şey yapamıyorsunuz. Yani bir yandan bir iki kaldırım taşı alıp bar-caz yazan yerleri taşlasanız da bizde sizi onunla ansak" (Ömer Öztürk'ün MTTTB konuşması, 21 Mayıs 2013) (216)

-Sultanahmet Camii'nde uzun yıllar vaizlik ve imamlık yapan Mahmut Topbaş, bu olayla ilgili olarak "Kur'an-ı Kerim göndermedim. Mektup yazdım. İdamına karar verilmişti. Ben de idam gerçekleşmeden Kur'an-ı Kerim okumasını tavsiye ettim. Mektubumda Müslüman diye bildiğin insanlara bakarak İslam'ı yargılama inan ki Süleyman Demirel bir Müslüman örneği değildir. Ona bakarak, yaptıklarına aldanarak, İslam hakkında yanlış yorumlar içine girme" mahiyetinde şeyler yazdım. O da bana "Hocam çok geç" diye mektup yazdı, diyecektir. (230)

-Milli Türk Talebe Birliği tarihine baktığımızda Necip Fazıl Kısakürek ile et ve tırnak gibi birlikte anıldığını görürüz. Gençlerin "üstad" diyerek etrafında pervane olduğu Necip Fazıl, ilk konferansını her zaman Cağaloğlu'ndkai Talebe Birliği merkezinde veriyordu. Prof. Dr. Erman Tuncer'e göre Necip Fazıl Kısakürek, MTTB gençliğinin yetişmesinde "süt anneliği" yapmıştı. (277)

-"Bakınız çok yakinen şahidim paraya muhtaç olduğu gün, o 1960 askeri darbesi içerisinde mimar olan kardeşi Orhan Kısakürek "ben abimin fikirlerini tasvip etmiyorum" dediği için ömür boyu kendisi ile konuşmadı. Kardeşinin yolladığı ikramları ve hediyeleri de almadı, böyle bir ilkeli kişiydi." / Prof.Dr.Erman Tuncer (285)

-Recep Tayyip, Numan Kurtulmuş, Hasan Hüseyin Ceylan imam-hatipte okurken, MTTB'ye giderken fanatik Fenerbahçeliydiler. Böyle olmalarının önemli bir nedeni vardı. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Emin Cankurtaran, imam hatip lisesi öğrencilerine iftar yemeği verirdi. Aslında imamhatiplere iftar yemeği adetini başlatan kişi Vehbi Koç'tu. MTTB yönetiminden bu konuda yardım isteyen Koç'un verdiği iftar yemekleri imamhatiplilerle dolup taşardı. Fenerbahçe Başkanı'nın iftarına imamhatipliler akın ettiler. Bu sayede Fenerbahçe ve İmamhatipliler arasında inanılmaz bir gönül bağı kuruldu. (291)

-Kızıltaş'ın "Akıncılar Derneği'nin daha çok MTTB'nin okumakta olan gençliğinde Akıncılar Derneği'ne biraz daha çalışan gençliğe hitaben kurulduğuna dair karşı bir hava oluştu" sözleri Vehbi Ecevit tarafından doğrulanmakradır. Vehbi Ecevit, vesayetçi yönetim olarak suçladığı MSP yönetimini MTTB'ye karşı Akıncılar teşkilatını kurdurmakla suçlayacaktır. (319)

-"MTTB'nin en büyük fonksiyonu ehl-i sünnet ve cemaat itikadında adam yetiştirmekti" diyen Ömer Öztğrk MTTB Başkanı olduktan sonra Mehmed Zahid Kotku'ya "gençlerle sohbet etmesi" talebinde bulunduğunda şu cevabı alır: "Evladım sen buraya gençlik mi getireceksin. Oğlum, Pazar günü ikindi namazında vaaz ediyorum. Cuma günü hutbeye çıkıyorum. Yeter ki gençlik getir. Gece saat bir, saat iki, saat üç...Namaz vakti çıkar gider, namazı kılar sohbete devam ederiz." (6.dipnot/ Ömer Öztürk'ün MTTB konuşması 2 Mayıs 2013) Akıncıların ünlü genel başkanı Mehmet Güney ise bu konuda "Selefileri çileden çıkaran tasavvufi gruplar değilde daha istikamet üzere olan tasavvufi cemaatlerin de gençlik üzerinde olumlu tesirleri oldu" şeklinde konuşacaktır. (7.dipnot/ Mehmet Güney'in Birlik Vakfı'ndaki konuşmasından aktaran Aydın başar. 29.05.2012) (322)

-Necip Fazıl Kısakürek amblem değişikliğinden bir yıl geçmeden kendilerini Bozkurt ile bütünleştiren ülkücülerin saflarına katılacaktı. Necip Fazıl Kısakürek 1977 seçimlerinin eşiğinde MHP saflarına dahil olurken şunları söyleyecekti: "Bugünden itibaren MHP nazarımda bambaşka bir mana ve hüviyet sahibidir. Onu Müslümanlık ve Türklüğün gerçek hakkını vermeye namzet bir topluluk olarak anıyor ve canımın içinden selamlıyorum." (333)

Hoton Yayınları, 2018 basım, 1.baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...