-İnsanlar yakın bir geçmişe dek huzur içinde, kendi evlerinde ve kendi ailelerinin yanında ölme hakkına sahiptiler. Ölümün bir tedavi nesnesine dönüşmesiyle birlikte ölme mekânları da değişti. Artık insanlar hastanelerin soğuk koridorlarında, son nefeslerinde yakınlarının şefkatini dahi hissedemeden can veriyorlar. Bu arada hayatlarının biraz daha uzatılması adına bir dizi tıbbi işlemden –yahut işkenceden- geçmek zorunda kalıyorlar. İnsana beşikten mezara kadar müdahale edebilme yetkisiyle tıp kurumu, tüketim ideolojisine yeni pazarlar sağlamış oluyor. Yalnız ölüm değil, yaşlılık da doğal olmayan bir süreçtir artık; onun ima ettiği şey çöküş veya gerileyiştir; bilgeliğe doğru yol alış değil. İlaçlar ve estetik cerrahi sizi bu çöküşten kurtarmak için beklemektedir. (41-42)
-Bugün psikiyatrik araştırmaların önemli bir bölümü ilaç şirketlerinin vesayeti altındadır, bu şirketler tarafından finanse edilmektedir. Bu araştırmaların hâlihazırdaki ilaçlara yeni kullanım alanları açmak gibi saklı bir işlevi vardır. eğer bir ruh halini teşhis edilmesi gereken bir şeye dönüştürürseniz, ona uygun bir ilaç da muhakkak bulacaksınızdır. Oysa teşhis hastada olup biten bir durumdan çok, hekimlerin zihinlerinde olup biten bir durumdur. (46)
-İnsan hayatını ne kadar “hızlı” yaşarsa kendisini geçmişine bağlayan ilmikleri o kadar kolay söker atar. Hızlı yaşamak, modern dünyanın ritmine ayak uydurmak demektir. (115)
-Çocuk, ebeveynine başkaldırırken saldırgandır ancak aynı zamanda kendi yetişmesinin değerli ve elzem bir parçası olan bağımsızlığı yolunda bir adım atmaktadır. (135)
Timaş Yayınları, 2015 basım, 7.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder