08 Mayıs 2025

İŞTE BÖYLE BİR MECLİS 1983/1991 – BETÜL UNCULAR

-24 Ocak 1980 nedeniyle bir günde 2.5 milyon lira yitiren iş adamı Bedrettin Dalan, o kararların alınmasında payı olan Turgut Özal’a uzaktan hayranlık duyuyordu. ANAP’ın kuruluşunda kendi ayağı ile giderek başvuruda bulunuyordu. Böylece Dalan, Özal’ın kuruculuk önerisini sevinçle kabul ediyordu. (10)

-Halkçı Parti, TBMM İhtisas komisyonlarının yönetiminde muhalefete hiç yer verilmemesine büyük tepki gösteriyordu. Meclis tarihinde ilk kez tüm komisyonların yönetimi iktidar milletvekillerinden oluşuyordu. Komisyonların başkanlık divanı seçimleri de ne yazık ki komisyonlar yerine ANAP grup toplantısında yapılıyordu. HP Genel Başkanı Necdet Alp, Meclis geleneklerine ters düşen bu davranışı “talihsiz bir başlangıç” olarak nitelendiriyordu. (22)

-Soruşturma komisyonu görevini Mayısta tamamladı. Meclis, İsmail Özdağlar’ın Yüce Divan’a gönderilmesini kararlaştırdı. 3 ret, 30 çekimser oya karşılık Özdağlar 311 oyla Yüce Divan’a veriliyordu. Meclis’teki son savunmasında “Adından bile nefret ettiğim bir kuruş rüşvet almadım. Bu konuda da hiç kimseye bir ikrarım söz konusu değildir. Tarihte iftiraya uğrayan ne ilk, ne de sonuncuyum. Devletime bir değil, bin değil, milyonlarca İsmailler feda olsun” diyordu. Özdağlar, Yüce Divan’da yargılanıyor ve görevini kötüye kullanmaktan dolayı iki yıla mahkûm oluyordu. Olaydan 5 yıl sonra 1990’da Kızılay’daki bürosunda konuştuğum Özdağlar, “Hala olayın etkisi altındayım. Üzerinde en titizlikle durduğum yolsuzluk olayları geldi beni vurdu. Bu beni çok etkiledi” diyordu. Ona göre işin aslı Adnan Kahveci’nin kendisini harcamak için giriştiği olaylar zincirinin son halkası, son noktasıydı. Cezaevinden çıktıktan sonra yaptırdığı saray yavrusu evin öyküsünü anlatırken, 119 milyon lira harcadığını, her şeyiyle bizzat uğraşarak pahalıya çıkarmadığını ve 18 yıllık kiracılığının sona erdiğini belirtiyordu. (54-55)

-Bahriye Üçok, “Ne görüyoruz ortalıkta? 17 çocuk hafızlık kursundan diploma almış. Yani hafız olduklarını belgelemişler. 10 yaşında, 12 yaşın da çocuklar” diyor, Hakkı Artukarslan, “Gurur duyun Bahriye Hanım” diye sesleniyordu. Üçok’a göre bunun bir anlamı vardı. Bu doğrudan doğruya dinsel bir yönetime doğru kayışın, din yasalarının Türkiye’ye getirilmesinin simgesiydi. Bahriye Üçok, TBMM’de laiklik konusunda yılmadan savaşım veriyordu. (74)

-1986 Mayısında siyaset yeni gelişmelere sahne oluyor, MDP kendisini feshediyor, Mehmet Yazar’ın kısa ömürlü HDP’si kuruluyor DYP sokulmadığı meclise grup kurarak girmeyi başarıyordu. (85)

-Bazı üyeler ise Özal’a sert çıkış yapıldığında onun gerilediğini söylüyorlar, örnek olarak Oltan Sungurlu’yu gösteriyorlardı. Grupta bakanları eleştiren bir konuşma yapan Sungurlu alkış alıyor, ilk kongrede sondan ikinci olarak girdiği MKYK’da Özal’a hitaben “Beyefendi, hanımınıza sahip olun, yeter artık” diyordu. Bu sözleri şaşkınlıkla dinleyen Özal yanıt vermiyor, olaydan 15 gün sonra Necdet Eldem’den boşalan Adalet Bakanlığı koltuğuna oturtuluyordu. Sungurlu’nun önlenemeyen yükselişi başlıyordu. (100)

-Enver Özcan’a göre Korkut Özal, İslam Kalkınma Bankası müşavirliğini devraldığı günlerde bankaya vergi muafiyeti tanıyan yasa tasarısının ağabeyi tarafından bakanlar kuruluna sunulması, yangından mal kaçırır gibi TBMM’den hemen geçirilip yasalaştırılması ile söz konusu banka her türlü işlemden doğacak vergi, resim ve harçtan muaf tutuluyordu. Şaşılası bir rastlantıydı işte, rastlantıydı yalnızca. (109)

-TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, kendisine sunulan bir yazıyı okuyan görevliyi her zaman ki gibi gözlerini kısmış, ufka bakan tavrıyla dikkatlice dinliyordu. Bir yerinde “Kuzey Atlantik Asamblesi” geçiyor, bir başka yerinde “NATO” sözcüğü. Bunların hangisi doğruydu acaba? Dinledi, dinledi. Sonunda dayanamayarak görevliye sordu: “Bir yerde o, bir yerde bu geçiyor. Hangisi doğru bunların? Hangisi esas? Onu söyleyin bana” (152)

-Anayasa Komisyonu Başkanı Kamil Tuğrul Coşkunoğlu komisyon başkanlarına verilen makam otosuyla Marmaris’e tatile gidiyordu. Coşkunoğlu 4 gün süren tatili esnasında şoförü Marmaris’te konuk etmenin pahalıya mâl olacağını düşünmüş olacak ki, “Sen Ankara’ya git 4 gün sonra yeniden gel ve bizi al” diyecekti. Şoför 4 günlük tatil için iki kez Marmaris’e gidiyor, iki kez Ankara’ya dönüyordu. Benzin ve amortisman masrafları nasıl olsa devletin cebinden çıkıyordu. (159)

-ANAP’ta muhafazakâr eğilimin delege seçimlerinde Mesut Yılmaz yanlısı liberalleri tasfiye girişimi Safa Giray’ın Milli Savunma Bakanlığından istifasıyla birlikte partide çözülme sürecini başlatıyordu. (211)

Bilgi yayınevi, 1992 basım, 2.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...