04 Mayıs 2025

KIZIL AKREP – ABDULLAH AZZAM

-Avrupa aklı, ideal akıl ekolünün her iki kısmıyla kilise ilahına alternatif olarak aklı önerdi:

1) Birinci kısım bir ilaha inanıyordu. Ancak onun tasavvuru çelişkiliydi. Bu kanadın başını Hegel çekiyordu. Hegel, bir ilahın bulunduğuna inanır. Ancak ona göre ilah büyük akıl veya mutlak akıldır. Bununla birlikte şunları da söyler:” Tüm dinler insan düşüncesinin gelişmesi için birer basamak, insanın kendisinden soyduğu birer tilki derisinden başka bir şey değildirler” (Garaudy, Marksıyyet’ül-Karn el-ışnin sf:153)

2) İlahı tamamen reddeden ve başını Nietzsche’nin çektiği inkârcı kesim.

Avrupa aklı daha sonra Comte’ün sadece duyu organlarıyla hissedilenler dışındaki her şeye imanı reddeden ekolüyle birlikte ilah olarak tabiatı önerdi. (15)

-Marks 1818’de doğdu, 1883’te öldü. Babası yaşamının ilk yıllarında Henshel isminde Yahudi biriydi. Sonra Hristiyan oldu ve ismini Heinrich yaptı. Bazı tarihçiler din değiştirmesini, Hristiyan bir toplumda güç kazanabilmek için yaptığı ekonomik bir hile olduğuna işaret etmişlerdir. Onlardan bazıları Marks’ın din hakkındaki “O yaşamak ve geçinmek için insanların aldatıldığı hile aracı ve vesilesidir” teorisini bu olaya ve Avrupa’daki genel ortama bağlarlar. Marks, Yahudi haham Mindehay Marks’ın torunudur. Bu nedenle bazı tarih bilimciler Marksizmin, tarihin Yahudi zihniyeti yorumu, hayat ve insan hakkında Tevratçı-Talmudçu bir görüş olduğu kanısındadırlar. (19)

-Marks tarihi yorumlarken Hegel’in kesin zorunluluk kabul ettiği ve “sınıfların kavgası” diye isimlendirdiği literatürleri aynen kullandı. Örneğin:

1) Eski krallar toplumunda; krallar ve yakın adamlar tez, köleler ve fakirler antitez. Teori ve karşı teori arasındaki kavga sonucunda yeni bir toplum oluşmuştur. Bu feodal toplumdur. Bu da sentezidir.

2)Feodal toplumda mal sahipleri tez, köylüler ve köleler antitez. İki kesim arasındaki çekişmeden yeni bir toplum çıkmıştır. O da kapitalist toplumdur. İşte bu da bir “sentez”dir.

3)Kapitalist toplumda burjuvalar tez, proletarya da antitez. Bunlar arasındaki kavgada mal, burjuvalardan işçilere, sonra da devlete intikal eder. Bu da sosyalist toplumdur. İşte bu sonuca da “sentez” denir. Marks’a göre bu noktada antitez kuralı geçerli olur. Çünkü kavganın mihveri olan mülkiyet ile üzerinde kavga edilen sınıf katmanları ortadan kalkar. (24-25)

-Bolşevik devrimi fikir, plan, mali finans ve uygulama itibarıyla Yahudi asıllıdır. (34)

-Filistinli sosyalist şairlerden Mahmud Derviş ve Semih Kasım Uluslararası Sofya Konferansında İsrail bayrağını ellerinde taşıdılar. (49)

-Sosyalizm başta İslam olmak üzere tüm dinlere karşı bir savaştır. Yahudilik hakkında ise Bolşevik devrimi hiçbir şekilde değinmemiştir. Lenin’in buradaki gerekçesi Yahudilerin mazlum bir halk olduğu ve gasbedilmiş haklarını almaları için dinlerine ihtiyaç duydukları şeklindeydi. (51)

-Dini öğretim Sovyetler Birliğindeki okullarda kesin bir şekilde yasaktır. Ancak alim yetiştirmek için sırf dini öğreten okulların bulunması teoride yasak değildir. Ancak 1945 yılından bu yana sadece Buhara’da Miri Arab isimli bir medresenin açılmasına izin verilmiştir. 1913 yılında sadece Rusya’daki camilerin sayısı -Buhara’daki camiler hariç- 26.279 idi. 1964’te Taşkent’te yayınlanan Fransızca bir yayında Kazakistan dahil tüm Orta Asya’daki camilerin sayısı 250 olarak belirtilmişti. Alimlere gelince; Buhara ve çevresi hariç Sovyetlerdeki alimlerin 1917 yılındaki sayısı 45.329 idi. 1955 yılındaki sayıları ise 8052 idi. Çünkü alimlerin çoğu 1930’larda yok edilmişti. (58-59)

-Devrimin üçüncü yılından itibaren Marksizm uygulamasının başarısızlığını anlayan çok az kimselerden biri İngiliz filozof Bertrand Russell idi. 1920 yılında telif ettiği “Teori ve Uygulama Arasında Bolşeviklik” kitabının seneler sonraki ikinci baskısında bir kelime dahi değiştirmeye ihtiyaç duymadı. (92)

-Evliyaların kabirlerinde hastalara şifa verdikleri, evlatlarına eziyet edenlere kerametlerini gösterdikleri türden anlatılan asılsız hikayeler, fincan veya kumla fala bakanlara gitmek usulünün yaygınlaşmasını komünistler, oklarını dine yöneltmekte, dinin halkların afyonu olduğunu, dinin bir hurafe olduğunu duyurmak için kullanmaktadırlar. (110-111)

Ravza Yayınları, 2001 basım, Çeviren: Savaş Kocabaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...