
-Hüseyin Ayçiçek, halk arasında daha çok bilinen adıyla “Şekerci Dede” Hicri 1325 yılı/ Miladi 1909 yılında Manisa’da merkez Peker mahallesi Fındıklı sokakta tek katlı ahşap bir evde dünyaya gelmiştir. Annesi Kemale Hanım, babası İbrahim Efendi’dir. Her ikisi de köken olarak daha önce Osmanlı Devleti’ne ait olan Kandiyeli yani Giritlidirler. Ablası olan Saniye Hanım’dan sonra ailenin ikinci çocuğu olarak doğmuştur. (Saniye Hanım Manisa’da yaşamıştır. Eşi Hasan Efendi ile birlikte kabirleri Bergama’dadır) Babası Balkan Savaşı’nda Bulgaristan Zağra’da şehit olunca Hüseyin küçük yaşta yetim kalır. Annesi daha sonra çiftçi Şaban Efendi ile evlendirilir. İlkokulu bitirdikten sonra teyzesinin kocası olan ayakkabı ve çizme ustası aynı isimdeki Hüseyin Efendi’nin yanında işe başlamıştır. Çarşı mahallesinde bulunan tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteni karşısındaki 20 metre karelik bir dükkânda çıraklık yaptığı çocukluk yıllarında ülkemiz savaştan henüz yeni çıkmıştır. Bu yıllarda “Allah bana fırsat verirse herkese yemek yedireceğim; küçük bir dükkanım olsun yensin içilsin kapıdan boş dönülmesin” diye dua ettiğini sonradan anlatmıştır. (10) 35-40 yaşlarına gelince yine Girit kökenli olan İnayet Hanım’la evlenmiş ve Arda mahallesi dere boyunda ahşap bir evde oturmuşlar. Birkaç yıl sonra annesi vefat edince Molla Şaban Camisi karşısındaki kayınvalidesinin evine taşınmıştır. (Eşi İnayet Hanım 1992’de vefat etmiştir) (11) 26 Haziran 1997 yılında Manisa’nın bugüne kadar gördüğü en kalabalık cemaatle Hakka uğurlanmıştır. Ahmet Recep Ayçiçek dedemizin yaşayan tek evladıdır. Manisa’da yaşamakta ve babasının dükkanında yardım faaliyetlerine devam etmektedir. Ahmet Recep Ayçiçek üç evlat ve üç torun sahibidir. (13) Hüseyin Ayçiçek ilk dini eğitim ve terbiyesini annesinden almıştır. Annesinin Kadiri, Rufai olduğu söylenir. Oğluyla İbrahim Çelebi Camisine devam etmiştir. Dedemiz çocukken Giritli Kadiri Rufai şeyhi olan Ali Efendi’den ders almıştır. (13) 1968 yılında Maraşlı Mustafa Yardımedici Hazretleri tarafından dedemize bir icazet verilmiştir. Maraşlı Mustafa Yardımedici dedemizin hocası, şeyhi ya da mürşidi değildir. Zaten dedemiz bir tarikat dergâhı içinde ilim tahsil etmemiştir. Bu icazetler Kadiri ve Rufai tarikatlarında mürşitler tarafından ilahi işaretler ile verilebilir. Bu durum, dedemizin ulaştığı manevi mertebelerin ehli tarikin de malumu olduğunu göstermektedir. Bu icazetnamede “Manevi oğlumuz Hüseyin Efendi’ye Kadiri ve Rufai ihvanının süluku için icazet verilmiştir” yazmaktadır. Ancak dedemiz bundan sonra da eskiden olduğu gibi sadece dini sohbetlerle bilgilendirme görevi yapmış fakat bildiğimiz kadarıyla kimseye icazetname vermemiştir. (14-15) Dedemiz ümmidir. Tekke ya da medresede eğitim almamıştır. İcazetli olduğu halde halkın kendisini şeyh olarak kabul etmelerine izin vermemiştir. Kendisine bağlanmak isteyenlere “Ben sizi kendime bağlamıyorum, Abdülkadir Geylani Hazretlerine bağlıyorum” demiştir. (17)-Mümkün olursa her gece 786 Besmele okumayı ihmal etmeyin. Perşembe günü ikindiden sonra okursan ne muradın varsa kabul olur. Abdülkadir Geylani Hazretleri söylemiştir: Besmeleyi şerifteki iki mimden akar dünyanın bütün suları. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Mirac’ta gördü. Her gece 21 besmele okuyan kimsenin evi yanmaz, hırsız girmez, cehennem yakmaz. İnsanın muhafazasıdır. (41)
-Büyük zatların hatırına gelen kötü şeyler bile, onlar için günahtır. Hallac-ı Mansur Hazretleri cezayı şurdan yedi: “Cenab-ı Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Ettehiyyatü duasında yalnız salih kulları anmış, keşke bütün kulları dahil etseydi de, bütün kullar cennete girseydi” diye sadece içinden geçirdi. Dıştan söylemediği halde, kalben Rabbimizin rızasına itiraz etmiş duruma düştü, burada ceza yedi. Halbuki Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Allah’ın rızasına uygun dilemişti. (47)
-Kurban Bayramı’nın namazına oruçlu gitmeli, Ramazan Bayramı’nın namazına yenilipte gitmeli. O günlere ait (on günler. Kurban Bayramı’ndan önceki 9 gün. Onuncu günü Kurban Bayramı) oruçlar çok kıymetlidir, tutmaya çalışalım. En büyük dualar Kurban Bayramı’nda kabul olur. Kurban Bayramı’nda anlatılamayacak sevaplar vardır. (49)
-Sabah namazının sünnetinden sonra (subhanallahi ve bi hamdike subhanallahi el azım) 100 kere söylemek çok hayırlıdır. (51)
-İnsanın içi genişledikçe ferah bulur. Mürşide sarılmakta iyi değildir. Sevmekten ileri geldiği söylenir lakin aksine, sarılınca o sevgiyi öldürüyorsun. Sevgi ölür o zaman. Sarılıp öpmekte hiç iyi değildir. Uzaktan uzağa karşılıklı sevilmek daha iyidir. (61)
-Ağlayan ve huysuzluk eden çocuklar için bir bardak suya yüz salavat okuyup içirelim. İnşallah iyi gelecektir. (64)
-Hayır bile olsa işleri derinden düşünmek doğru değildir. Ancak Allah celle celalüh kelamı üzerine derin düşünmek hayır verir. Derinden düşünürsen kaybedersin her halini. (65)
-Fatiha dört kitabın üstündedir. Fatiha’nın üstünde Bismillahhirrahmanirrahim vardır. Bizim dinimiz deniz, Amentü Billah bu denizdeki gemidir. Bu gemiye binen doğruca cennete gider. (68)
-Bazı insanlar sigara ile tuvalete giriyorlar. Bunu asla yapmayalım. Çünkü sigaranın ucunda ateş var nur var. O ateş Allah’ın nurudur. Bu nur öyle bir yere götürülemez. Allah’ın nurunu böyle bir yere götürmek yasaktır. (72)
-Akşam namazından sonra altı rekât namaz kılanları Cenab-ı Hak ahirette ayıracak, ferah verecek. Onlara ayrıcalık tanınacak. (74-75)
-Bize gelip “sıkılıyorum” diyorlar. “Namaz kıl” diyoruz. “Kılıyorum” diyorlar. Kılıyorsunuz, lakin abdestte, namazda noksanlık olabilir. Çıkınca dedikodu, yalan, günah işler yapıyorsa sıkıntı bunlardan gelir. (79)
Profil Kitap, 2022 basım, 1.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder