OTOBÜSNAME YAŞADIĞIMIZ ŞEHİR- FATMA BARBAROSOĞLU

-Modern dünyanın global yüzü uzakların bile uzak olmasına fırsat vermeyen teşhir müptelalığı kişilerin gurbet duygusuyla ünsiyetini zayıflatmakta. Hz. Ali’nin “Para gurbeti vatan, yokluk vatanı gurbet yapar” sözü, turist denilen insanın onca yolculuk müptelalığına rağmen neden hiçbir ruhi merhale kat etmediğinin ipuçlarını ne güzel vermekte.

-Çocuklara büyük insan gibi davranmak filan tamam ama çocuklara büyük gibi davranalım derken harcadığımız kendi büyüklüğümüz ne olacak?

-“Hikayeler ancak onları anlatabileceklerin başından geçer” / Paul Auster

-Alışveriş merkezlerinde geçirilen zaman ertelenmiş zamanın sahte mutluğunu sunuyor çünkü. Ev alacakmış “gibi” malzeme bakarak ev sahibi “gibi” olmanın mutluluğu yakalanıyor. Kendi değerini “harcayabildiği paraya” göre biçen insanlar “hayatın tadını çıkarmanın” sınırına ulaştığını zannediyor.

-Hasılı şimdi seyahatlerin turlar vasıtasıyla standartlaştırılmasından dolayı insandaki “melek” yanların test edilmesi değil hayvan ve şeytani tarafın ön plana çıkması ve bunun başkalarına “has bir yolculuk adabı” gibi sunulması, esas gaye haline gelmiş bulunmaktadır.

- “El kapılarında dilenci değilsin; bunun şükranesi olarak kapıdan dilenciyi kovma” Sadi

-Daha önce moda olmuş bir şeyin yenide moda olabilmesi için çevrimsel hareketini tamamlamış olması gerekir. Yani en az üzerinden 30 yıl geçmiş olmalıdır.

-Eski zaman insanı zevk ehli idi. Zevk ehli yani bir anı hissede hissede yaşama ehli. Günümüz insanı gösteriş ehli. Desinler eşiğinde takılı.

-Yaşadığımıza tanık bir alet olmayınca yaşamış olmuyoruz artık. Ya gözetleyeceğiz ya gözetleneceğiz.

Profil Kitap, 2013 basım, 1.baskı.