-Geleneksel toplumların kişisi, diğer insanlara bedensel, ruhsal ya da manevi anlamda yakın yaşayan kişiydi. Böylesi bir toplumda karar veren ve eyleme geçen bir “benlik” fikrini anlaşılır bulmak güçtür: Kişinin kim olduğu, tarihi, çevresi, akrabaları, vazifeleri gibi dış etkenler tarafından belirlenmektedir. Modernlikle beraber kişinin çevresi daralmakta, “topluluk içindeki kişi”den “ilişki içindeki kişi”ye gelinmektedir. Psikodinamik kuramın içsel “benlik nesneleri”ne yaptığı vurgu bu çerçeveden görülebilir. Modernlikle beraber artık içimizde mutluluğu, ilişkilerde yakınlığı, sevmeyi ve sevilmeyi arzulayan, sınırları çizili, özerk bir benlik vardır. Kılavuzluk görevi dinden bilime geçmiştir ve bilimsel kuramların berisinde gizlenen nedensellik ve kontrol anlatısı insana evrenin hâkimi olabileceğini fısıldamaktadır. (14)
-Çağdaş Batılı benlik boştur zira aile, cemaat ve gelenekle irtibatını kaybetmiştir. Bu boş benlik, modern çağın getirdiği yabancılaşmaya ve parçalanmaya karşı durabilmek için, tüketim malzemeleri, kaloriler, yeni yaşantılar, politikacılar, romantik sevgililer ve empatik terapistler tarafından doldurulmayı arzulamaktadır. Bu iç boşluk kendisini farklı biçimlerde gösterebilir; azalmış öz saygı, değer karmaşası, yeme bozuklukları, madde kullanımı ve kronik tüketicilik gibi. Bu boşluk manevi bir kılavuzluğa aç olma şeklinde de kendini gösterebilir. Bir manevi rehberliğe duyulan böylesi bir açlık, kişiyi sahte oluşumlara, karizmatik politik liderlere veya etik davranmayan psikoterapistlere de yönlendirebilir. Devlet artık benlikleri Viktoryan çağda yaptığı gibi dürtülerini denetleyerek kontrol altında tutmaz; boş benliğin teskin ve tatmin edilme isteğini yönlendirir. Kişiler ahlaki tutarlılığı önceleyen bireyler olmaktan çıkarak başkaları tarafından beğenilmeyi önceleyen bireylere dönüşür. Ahlaki olarak doğru olanı yapmak yerine, başkalarını cezbederek onların beğenisini kazanmak hayatın temel amacı olur. (20)
-Gerçekliğin yeniden tanımlanmasına tanıklık ediyoruz. Bildik medya bize başka bir yerde ne olduğunu gösterirken, internet, kullanıcılarına kendilerini sanal olarak o başka yere taşıma imkanı veriyor. İnternetle birlikte adını elektronik göçmenlik olarak koyabileceğimiz yeni bir yaşam tarzı boy veriyor. İnternet sayesinde bütün dünyanın Kuzey Amerikalılar gibi düşünmeye ve yaşamaya başladığı dile getiriliyor. (35)
-George Ritzer, "Mc Donaldlaşma" kavramını hazır yiyecek alanında geliştirilen standartların toplumun diğer kesimlerine yayılması anlamında kullanmaktadır. "Mc Donaldlaşma"nın insan ilişkilerine ve toplumsal hayata nüfuz etme biçimlerinden birisi gündelik hayatta istek duyma ile doyuma ulaşma arasındaki zaman aralığının kısalmasıdır. Ayrıca hamburger tüketmekle, kişi bir yaşam tarzı satın almaktadır. Hamburger, kola ve benzeri ürünler, çevrede yaşayanlar için merkezde ve güçlü olanla özdeşim yapmanın araçları olabilmektedir. (40-41)
Timaş Yayınları, 2013 basım, 2.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder