22 Mayıs 2025

RUH HALİ - KEMAL SAYAR

-İyimser tutuma sahip olan insanların belirgin özelliği, bu kişilerin kendi duygusal ihtiyaçlarının farkında olmaları ve hayatın getirdiği olumsuzluklara fazla takılmamalarıdır. İyimser kişiler, olumsuz durumlarla baş edebilecek duygusal becerilere daha fazla sahiptirler, her şeyden önce kendi direnme güçlerine güvenirler. (25)

-İnsanlar değişik biçimlerde hayatlarına anlam verebilirler. Kimileri bir futbol takımına taraftar olarak, kimileri bir dünya görüşüne mensup olarak, kimi insanlar ise işleriyle hayatlarını anlamlandırırlar. Fakat önemli olan şudur ki, sadece bize ve en yakın çevremize mutluluk veren hayatın kuşatıcı bir anlamı yoktur. "Başka insanlar için ne yaptım?" sorusuna verilecek cevaplarımız olmalıdır ki hayatımız gerçek bir anlam kazanabilsin. (36)

-Özgür olmak varoluşun endişesiyle yüzleşmek ve ona katlanabilmek demektir, endişeden kaçmak özgürlükten vazgeçmek anlamına gelecektir. Özgürlük, toplumsal sorumluluk duygusunu içerir. Özgür insan içinde bulunduğu grubun onayladığı kararlarına katılan ama onaylamadıklarına katılmama cesaretini gösteren kişidir. İlkeleri uğruna rahatlıktan, statüden, servetten feragat edebilir. Özgürlük seçim yapabilmek ve karar verebilmektir. (37-38)

-Kıskançlık herkeste ortaya çıkan bir duygu değildir. Özgüveni yüksek, kendi kendine yeten insanlar kolay kolay kıskançlığa esir olmazlar. Daha ziyade kendini yetersiz addeden, olası tehdit durumuna karşı kendisini donanımsız gören insanlar daha çok kıskanırlar. Örneğin; eşini kıskanan insan, büyük ihtimalle o dönem de kendisinde bir şeyleri yetersiz bulmaktadır. (51)

-Hukukçuların yaptığı bir araştırmaya göre, 5 yaşındaki bir çocuk her gün televizyon programlarını seyrettiği takdirde 15 yaşına geldiğinde 18.000 cinsel taciz, saldırı, kavga ve işkence yolu öğrenmiş olmaktadır. Bir diğer önemli nokta, medyanın şiddeti ayrıntılarıyla ve tekrar tekrar vermesidir. Bunun sonucunda daha önce bahsettiğimiz olumsuz etkilerin de şiddeti ve yoğunluğu artmaktadır. (72)

-Reklamlar bize hayat tarzı satar. Bir ürün satın alarak hayatlarımızı dönüştürür, bir ürünü satın almakla hayal ettiğimiz kişi oluveririz. Reklam ötekinin hasedi üzerine bina edilir. Diğerlerinin benim üzerimde gördüğü mutluluğa talibimdir. Başkalarının satın alamayacağı bir şeyi satın almakla kendimi kıskanç bakışların tahtında bulurum. Başkaları beni hasetle incelerken ben onlarda kıskanılacak hiçbir şey bulamıyorsam, müşteriliğin tılsımlı dünyasında iyi bir yer tutmuşum demektir. Hasedin toplum ölçeğinde yaygınlaşan bir duyguya dönüşmesi, reklamı etkili bir strateji kılar. (84)

-Eğer bir zamanlar çok sevdiğimiz eşimize öfke duymaya başlamışsak o öfkeyi boşaltabileceğimiz bir ortam bulamıyorsak yavaş yavaş onun her davranışında kusur aramaya başlarız. (103)

-Evliliği zora sokan nedenlerden birisi de güç savaşıdır. Taraflardan birisinin veya her ikisinin evin içindeki kuralları belirleyen olmaya çalışması veya karşı taraf için bir takım davranış modelleri çizmesi, onu bir elbisenin içine sokmaya kalkması, ilişkiyi zedeler. Karşımızdaki kişiyi ideal insan haline getireceğini düşündüğümüz elbise ona bol ya da dar gelebilir. (104)

-"Sen sınıfın en akıllı çocuğusun" ya da "sen çok yakışıklı bir çocuksun" demek yerine, iyi bir şey yaptığı zaman; "Bak bunu ne kadar güzel yaptın, bu davranışınla şu faydayı sapladın" şeklinde yapıcı bir övgü anlayışı benimsenmelidir. Çünkü yersiz övgüler alan çocuk bir süre sonra bu övgüleri hak etmediğini düşünüp yok yere kendisini suçlamaya başlayabilir. (112)

-Depresyonun statü ya da iyi bir gelecekle birebir ilişkisi yoktur. Önemli olan, depresyonun insanın zayıflığından kaynaklanmadığını bilmektir. Kimi insanlar çok yanlış bir biçimde depresyonu "karakter zaafı" olarak görürler. Oysa bu ruhsal durum rütbe, makam, servet ayırt etmeden her insanı etkileyebilir. Depresyon bazen idealler ve gerçekler arasındaki uçurumdan kaynaklanır. Kendimiz için belirlediğimiz hedefler gerçekler ile uyumsuz ise ne kadar denersek deneyelim onlara ulaşamayız. O zaman da kendimizi hırpalamaya başlarız. (142)

-Panik atağı, beklenmedik bir anda bastıran endişe atağı, endişe nöbetidir. Bu endişe 10 dakika içinde tırmanır en üst noktasına varır ve ondan sonra yavaş yavaş azalarak genellikle yarım saat içinde kaybolur. Panik halinde çok şiddetli duygular yaşanır. Zaman zaman birçoğumuza uğrayan ve çok sıkıntı verici bir durum olan panik ataklarının, panik bozukluğu olarak tanımlanması için yaşadığımız atakların sıklaşması ve panik atak geçireceğimiz korkusunun yaşantımızı değiştirmeye, hayat kalitemizi düşürmeye başlaması gerekir. (159)

-Panik atak belirtileri şunlardır: Kalp çarpıntıları, nefessiz kalma, uyuşma, karıncalanma, titreme, terleme, ter boşalma hissi, barsak şikâyetleri, o sırada çok ciddi bir hastalık geçiriyor olma kaygısı. (159)

-Huy deyince doğuştan gelen, anne babalarımızın, hatta daha uzak atalarımızın genlerinden tevarüs ettiğimiz özellikleri anlarız. Ama karakter, dünyayla etkileşim içinde oluşan, hayattan öğrendikçe bize eklenen, yanlışlarımızdan ya da çevremizdeki rol modellerinden öğrendiklerimizle şekillenen özellikler toplamıdır. (212)

-Narsistler, en basit tabirle kendine sevdalı insanlardır. Etraflarındaki insanlarda duygu namına ne varsa emer ve bununla beslenirler. Hep başkalarından övgü, takdir, alkış bekler, fakat kendileri hiçbir şey vermeye yanaşmazlar. (222)

Timaş Yayınları, 2015 basım, 12.baskı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...