16 Mayıs 2025

SÖZÜN VE SÜKUTUN RENKLERİ- FATMA BARBAROSOĞLU

 -Abdülhak Hamid, Süleyman Nazif’in ölümünden sonra “O, sükût edecek adam değildi” der. Kelamı bunca yerinde kullanan bir ademe dilsizliğinden dolayı ölümü yakıştıramaz Hamid. (11)

-Düşünülürse anlaşılır ki, “şimdi” anlatılması en zor olandır. Ne yapılmışın tecrübesi ne yapılacak olanın heyecanı vardır onda. Yaptım ve yapacağım demek, yapıyorum demekte daha kolaydır. Çünkü yapıyorum dediğiniz an mesuliyeti en fazla hissettiğiniz andır. Ve galiba “şimdi ne yapıyorsun?” sorusunun can sıkıcı tarafı o mesuliyetin başkaları tarafından hatırlatılmasıdır. (30)

-Toplu taşıma araçları insandaki mahremiyet duygusunu öldüren en önemli sebeplerden. Bir yazar başkasının hayatına olan tecessüsün saatlerce aynı mekânın paylaşıldığı vasıtalarda daha belirgin olarak ortaya çıktığın söyler. (54)

-Özellikle evlenme çağındaki genç kızlar, karşılarına çıkan delikanlılara gönülleri yatmadığı zaman “dümdüz adam” deyip dudak büküverirler. Oysa hayatın yaşanılır tonu ve bir cebir denklemi kadar zorlaşmadan sürgit devam etmesi, çoğu defa bu dümdüz adamların yanında gerçekleşir. (67-68)

-Beğenilme ve takdir edilme isteği en ziyade beğenilen ve takdir edilen karşısında depreşir. “Benim onu gördüğüm kadar o da beni görüyor mu?” mekanıdır, insanı iltifatlara teşne vaziyette durduran. (76)

-Ne zaman başladı balkonların hikayesi? Herhalde sokakların cazibesinin artmasıyla. Görmenin görünme ile yer değiştirdiği bir zihniyetin ürünüdür balkonla. Cumbalı evlerin gören ama görünmeyen kimliği, balkonların selamlanacak kadar kendini gösteren çıkıntısıyla yer değiştirmiştir. (91)

İz Yayıncılık, 2009 basım, 5.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...