05 Mayıs 2025

TEVHİDİN IŞIĞINDA – AHMET EFE

-Ad, eldeki mevcut delillere göre Hz. Nuh’un oğullarından Sam’ın soyundan gelmiş ve Arap Yarımadası’na bitişik yerlerde krallık kurmuş bir kavimdir. Tarihçiler onların sadece Yemen’de değil Babil, Suriye ve hatta Mısır’da hüküm sürdüklerini bildiriyorlar. Ad kavmi putlara tapmakta, öteki toplumlar ve insanlara zalimce davranmakta, şahane saraylar inşa ederek dünyevi bir ihtişam içinde yaşamaktaydılar. Heykel yapımında ileri gitmişler, şehirlerini taş ve ağaç putlarla donatmışlardır. Bu, onların kendilerini ebedileştirme arzularını, Allah’a itaatsizliklerini ise dünyevi itibar ve ihtişamı tekellerine alma arzularını belgeliyor. (23)

-Semud, Ad kavminden yüz sene kadar sonra ortaya çıkmış ve Medine ile Tebuk arasındaki Hicr denilen mevkide yaşamış kadim bir kavimdir. Bugün bile kayalara oyulmuş muazzam evleri ve her biri birer sanat harikası sayılan binalarının harabeleriyle dolu Hicr’de Semudlular büyük bir bolluk ve maddi refah içerisinde yaşamaktaydılar. Hz. Hud’un kavminin devamı olduklarından kendilerine Semud yahut ikinci Ad da deniliyordu. Başkentleri Hicr şehriydi. Önceleri Allah’a itaat içerisinde yaşarlarken daha sonra maddi kalkınma, zenginlik, rahatlık ve bolluk sebebiyle umumi bir ahlak bozukluğuna uğradılar. Oysa bolluk ve bereket, şükrü de beraberinde getirmeliydi. Semud azgınlığa başladı. Toplumun her kesiminde inkar, isyan ve cüret arttı. Kötü insanlar iktidara gelmeye, kanun yapmaya, büyüklük ve üstünlük kompleksiyle böbürlenmeye başladılar. Hayat seviyesi yükseldikçe ters orantılı olarak ahlak düzeyi ve insani anlayış alçaldı. Artık Semud’un ikaz edilmesi gerekiyordu. İçlerinden Hz. Salih peygamber olarak gönderildi. Hz. Hud’un dördüncü batından gelen oğullarından olan Hz. Salih Semud’u inzar etti. (24-25)

-M. S 70 yılında Romalıların Filistin’i işgal ettiği ve Yahudilerin dünyanın çeşitli yerlerine dağıldıklarını biliyoruz. Bundan sonra Yahudiler bir türlü müstakil bir devlet kuramadılar. Gittikleri her yerde bir çıban başı, bir ur gibi görüldüler. İçine yaşadıkları toplumların umumi ahlakına, siyasi, iktisadi ve kültürel hayatına daima menfi tesirler yaptılar. Buna dünyanın her yerinde şahit olundu. Kendilerinin üstün ırk ve seçilmiş millet olduklarını sanan ve bu yanılgıdan asla vazgeçmeyen Yahudiler, gaye için her vasıtayı meşru kılarak faaliyetlerini sürdürdüler. Özellikle bulundukları yerlerde iktisadi hayata egemen olmaya çalıştılar. Faizcilik, tefecilik, kumar ve sair kötülükler marifetiyle insanları sömürdüler. (44)

- “Ey inananlar! Siz onların dinini kabul etmedikçe, Yahudi ve Hristiyanlar size dost olmayacaklardır” Şimdi ısrarla söyleyebiliriz ki Müslümanların tarihteki mağlubiyetlerinin belki de tek sebebi, zaman zaman bu ayetin manasını unutmak olmuştur. (65)

-Allah’ımız göklerde veya yerlerde değildir. Ellerimizi gökyüzüne doğru kaldırarak dua etmemiz Allah’ın göklerde olduğunu değil şan ve şerefinin çok büyük olduğunu ifade içindir. (70)

Esra Yayınları, 1998 basım, 2.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...