-Çiçeron, uygarlığı kültür kelimesi ile ifade ediyordu. Uygarlık kavramı batıda ilk defa 1720’den sonra civilization olarak, civility kelimesinden türetilerek kullanıldı ve “kültür” kavramından ayrıldı. (11)
-Günümüzde uygarlığın manevi boyutu (bugünkü dijital uygarlıkta software deniyor) toplumsal bilinç, ortak akıl veya zihniyet kavramları ile ifade edilmektedir. Zihniyetler; toplumsal tercihleri, davranışları yönlendiren sosyal tutumları eğip büken veya “gelişmeye” sevk eden önyargılara kök saldıran veya geçit vermeyen değerler sistemidir. (13)
-Karl Popper, 1935 yılında Bilimsel Araştırmanın Mantığı ve 1945 yılında Açık Toplum ve Düşmanları isimli iki kitap yayınladı. Günümüze kadar muhtelif dillerde birçok baskısı yapılan bu kitaplar bir temel görüşü savunuyordu; “insan kararları kusurludur. Bilimsel kanunların doğruluğu ispatlanamaz, ancak yanlışlanabilir. Bir sosyal yasa neyi yapabileceğimizi neyi yapamayacağımızı öğütler. Böyle bir yasa çiğnenebilir. Doğa yasası ise öğütleyici değil betimleyicidir. Su 100 derecede kaynar gibi…” Popper ayrıca “Bilim; özü anlaşılmak kaydıyla tektir. Doğa bilimleri ve sosyal bilimler diye ayrılmamalıdır” diyordu. Bu iki kitap, siyaset ve bilim felsefelerini çok derinden etkiledi. Bu görüşlerle bilim kendini yenileyen ve siyaseti amansızca sorguluyordu. (46)
TÜBA, Şubat 2006, Akademi Forum 39
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder