-Halı, Orta Asya’da eski Türk illerinde doğmuştur. İngiliz bilginlerinden Londra’daki Viktor Albert müzesinin halı işleri uzmanı olan C.Etattersalla, halının vatanını Türkiye ile Çin arasındaki memleketlerde göstermektedir. Aynı zat başka bir eserinde halının beşiğini “Himalayaların ve Hindistan’ın kuzeyindeki geniş ülkelerde yaşayan göçebe halkın yurtları” olarak kabul ediyor: İş bu sanatın “buralardan Batıya doğru yayılmış olduğunu ve en eski halının İsa’dan 1500 yılına ait olduğunu” beyan ediyor.
-Gerek dış Moğolistan denilen eski Türk yurtlarında, gerek Türkistan ile Sibirya arasındaki Pazırık yaylasında bulunan kurganlardan çıkarılan eşya arasında ilkel halı ve renkli keçe parçaları bulunmaktadır. Pazırıkta bulunan eşya hemen hiç bozulmamıştır. Buzlar altında kalan kurgandaki cesetler, atlar oldukları gibi durmaktadır. Bundan başka “Noyan ula” da bulunan mezarlardan birçok büyük küçük halı parçaları çıkmıştır. Bu halıların Hun Türklerine ait olduğuna şüphe kalmamıştır.
-Eskiden beri halı dokumakla ün kazanmış yerler vardır: Uşak, Gördes, Bergama, Domaniç, Kula, Lâdik, Karaman, Kırşehir, Avanos, Niğde’nin Maden bucağı, İznik gibi. Isparta, Kayseri, Bor, Sivas, Simav gibi yerlerin halıcılığı yukarıdakilere göre yenidir. Bu sonunculara halıcılığı “Şark Halı Ortaklığı” adındaki İngiliz şirketi götürmüştür.
-Uşak halıcılığı, Orta Asya’dan göçüp gelen Yörüklerle başlamıştır. Buralarda dolaşan aşiretler Kaçar, Karakeçili, Kızılkeçili, Tekeli, Kınıklı gibi Türkmen boylarından ibaret imiş. Halı işleri işte bu oymaklar eliyle buralarda yerleşmiş. Kaçar Oymağı’nın en çok yerleştiği Uşak kasabasında kendisine elverişli bir yer bulmuş olan halı, bu dolaylarda gelişmiştir. Halıcılığın Uşak’ta ilk genişlemesi ve iktisadi bir varlık olması 16.yüzyıldadır. O vakte kadar büyük bir önem kazanmamış olan halı işleri o tarihlerde İstanbul camilerine ve saraylarına, Uşak’a halı sipariş edilmesi ile gelişmeye başlamış Süleymaniye, Selimiye ve Fatih Camilerine ve türbelere Uşak halıları alınmıştır. Hâlâ bu halıların bazı parçaları Süleymaniye Camiinde ve Evkaf müzesinde bulunmaktadır. Fatih Camiinde o devirden kalma Uşak halıları eskimiş olduğundan 2.Abdülhamid devrinde kaldırılmış ve yerlerine Hereke halıları konmuştur. Eski Uşak halılarında Hendese şekilleri hakimdir.
-Avrupa siparişi olmayan Uşak halılarındaki ilme ve düğüm sayısı şöyledir:
Birinci yaprak 9 tel – 11 sıra – 6336 ilme sayısı
İkinci yaprak 11 tel – 13 sıra – 9152 ilme sayısı
Üçüncü yaprak 12 tel – 14 sıra – 10752 ilme sayısı
Kirman 21 tel – 23 sıra – 30912 ilme sayısı
Bu miktarlar değişmez değildir. Dokuyanın arzusuna göre düğüm sayısı daha az veya daha çok olabilir. Avrupa siparişi olarak dokunan halılarda düğüm sayısı 32.000’e kadar çıkabilir.
-Uşak tezgâhları büyük, orta ve küçük olmak üzere üç şekilde bulunur. Büyük tezgahlar 6-8, ortalar 4-5, küçükler 3 metre kadardır. Büyük meydan halıları büyük tezgahlarda dokunur. Uşak halıcılığının altın devri olan üçüncü devirde (18.yüzyıl başlarından 20.yüzyıl başlarına kadar) Uşak’ta en az 1500 tezgâh vardı. Bu tezgahlarda 4000 kadar işçi çalışırdı. Tezgahların ilkelliğine rağmen usta bir işçi günde
12.000 civarında çıraklarda 5.000-8.000 arasında ilme ilebilirlerdi. Halı nakışlı değil de düz renkli olursa daha çok düğüm yapılabilir.
-Bugün Uşak’ta 150 kadar tezgâh işlemekte ise de zaman zaman bu tezgahlar bile işsiz kalmaktadır.
-1927 yılında halı dolayısıyla Uşak’a banknot para ile 2.400.000 lira girmiş ve dokunan halı da 450.000 m2’yi bulmuştur. Bu rakam 1929 yılında 400.000 m2 / 1.150.000 liraya; 1933’te 35.000 m2 /110.000 liraya; 1936’da 3.000 m2 /9.000 liraya; 1938’de 16.500 m2/49.648 liraya düşmüştür.
-Eski zamanlardaki Uşak kilimlerine dair olan vesikanın tarihi 1772’dir. Bu tarihten sonra 1845 yılına ait 9 tane daha vesika vardır. Bu iki tarih arasında geçen 70 yıldan fazla bir zamanda kilim yapımı ve satımı devam etmiştir. 1845’den sonrası için vesika yoktur.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1967 basım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder