05 Mayıs 2025

TURNA VE GAYDA – BERAT DEMİRCİ

-İtirazınız vardır bilirim. Benim kızım yenilikçi, çağdaş, özgür bir gençtir demektesiniz. Saydıklarınız bir sosyal şahsiyet olan insanın, başkaları ile olan ilişkilerini tasvir eden kavramlar değil; zamandan, tarihten, kültürden, beşeri hayattan tecrit edilmiş bir varlığın etiketleridir. Bu varlık, rüzgâr ne yana eserse perçemini o yana düşürecek yenilik adına argoyu, çağdaşlık adına malı götürmeyi, özgürlük adına arsızlığı anlayabilecektir. Hatta bu ısmarlama özellikler onun kendini, kaba hatlarla kütleleştirerek, hiçbir inceliğe geçit vermeyen biri haline gelmesine, insan sıfatından sadece ve sadece biyolojik organizma olmaya doğru bir evrim geçirmesine rıza göstermektesiniz. İtirazınız vardır bilirim. Benim oğlum dindar, muhafazakâr, milli değerlerine bağlı bir gençtir demektesiniz. Siz de dikkat ederseniz “kabala karpuz” pazarlar gibisiniz; bu sözler görücü gidilen kızın ailesine “laf ola” cinsinden sıralanan ve oğlunuzun şahsiyetini ifade etmeyen lakırdılardır. Bunlar yerine; efendilik, dürüstlük, nezaket, tevazu gibi başkalarıyla geliştirilen ilişkileri vurgulayan vasıflar sayılabilmeliydi; üstelik yakın geçmişimizde bu vasıflar yerli halk içinde pek muteber idiler. Farkında olmadığımız ya da görmezlikten geldiğimiz büyük bir kaybı yaşıyoruz; “ilmihal” ile günlük hayata sirayet eden bir din anlayışının, hayattan tehcir noktasını çoktan geçtik bile. (40-41)

-Kalenin saati, “babalarımızın öldüğü, annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve orduların düşman şehirlerine girdiği” zamanların sesiydi. Boru sesi ise hayatımıza fabrikayı sokan ve mesai kavramına göre tanzim eden yeniçağın sesiydi. Fabrikanın her saat başı bizi hizaya çağıran kampanası, saatleri ayarlamanın yeni enstitüsüdür. Sadece mavi yakalılar değil, vakitle ilgili her işte atölye borusuna tekmil şehir halkı kulak vermek zorundadır. (86)

-Amerika şehirlerinin tarihi, demiryollarının tarihi iken, Avrupa’nın ve hususen bizim şehirlerimizin ise altlarında şehirler uyur. Her yeni uygarlık eski temelleri bozmadan bu şehirleri tekrar tekrar cana getirmiştir. Ben yaştakilerin doyasıya yaşadığı şehirlerin, yeni nesiller arkaik kalıntısını bile göremeyecekler. Bugünün kentlileri aile albümlerine bakarak şehrin izlerini çok eski zamanlara ait bir uygarlığın bakiyeleri gibi seyredebilirler. Çünkü modern kent, şehirleri temelinden yok etmiştir. (96-97)

Muhit Kitap, 2021 basım, 2.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...