-Halk, kendi kendine hiçbir zaman bir direnişi bir dirilişe çeviremez. Direnişin dirilişe dönüşümü ya da direnişten dirilişe sıçrayış, ancak aydın kadronun bilinçlenmesi ve devreye girmesiyle mümkün olur. (52)
-Öz ve şekil, pratikte birbirinden ayrılması zor, aynı hakikatin iki yüzüdür. Kalbimiz, sadece öz veya şekil mükemmelliği peşinde olmaz, iki cihetten de tamlığı arzular. Şekilde bir eksiklik, özde de bir noksanlığın habercisidir. Özdeki bozukluğu ise şekil örtüsü ile kapatamazsınız. (61)
-Acemlerde dünyayı her zaman ikiye ayırarak tanımlamışlardır; İran ve dünya. İrancılık, acemin ruhuna işlemiştir. İran'ı çevreleyen dağları ufuk çizgisi olarak idrak etmişler, bunun dışındakileri düşman gibi görmüşlerdir. Bugün, propaganda olarak "İslam Devrimi"nden bahsederken, aslında kendi yorumlarıyla sınırlı bir İran İslamcılığını kastetmektedirler. Evrensel İslam hareketi onları pek ilgilendirmiyor. Hele, Ortadoğu'yu kapsayacak bir İslam Devleti veya İslam devleti federasyonu, onların düşünce hatta hayal gündeminde bile değil. (76)
-Özgürlük; insanın Tanrı'ya ulaşmasından, toplum içindeki en ufak bir görevi yerine getirmesine kadar her hareketinde ruhunun muhtaç olduğu enerji özü. (86)
-Betonarme, mimari vahşeti; pop, müzikal vahşeti simgelemekte. (129)
*Bu kitap 5 Ocak 1990- 5 Şubat 1992 tarihleri arasında haftalık Diriliş dergisinde "Fizikötesi Açısından" başlığı ve Diriliş imzasıyla yayınlanan yazılardan oluşmuştur.
Diriliş Yayınları, 2011 basım, 6.baskı (İlk baskı 1995)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder