-Ama bilirsiniz “yokluk” bir mertebedir ki ona ulaşmak her baba yiğidin harcı değildir.
-Bazıları sanatla zanaatı birbirinden ayırır. Beyhude bir ayrım. Daha doğrusu sanatçının kendini ötekilerin üstünde tutmak için seçtiği ve gariptir destek bulduğu bir şey. Batı’dan bize gelmiş. Biz de “dahi” yoktur. Herkes işini yapar. İşini iyi yapmak ahlakın gereğidir. Zanaat erbabının yaptığı bir sandalye, bir mezar taşı ile ressamın tablosu arasında ne fark var? Efendim ressam tablosuna kendini katıyormuş, yenilik yapıyormuş vesaire. Öteki de yapıyor. Sanatçının yüce erişilmez bir mevkie çıkarılması pagan döneminden kalmadır. Ulu olan ancak takva sahibi olandır. İster vezir, ister şair, isterse çömlekçi olsun. Dâhilik abartıdır. Tevazu asıldır.
Dergah Yayınları, 2011 basım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder