16 Haziran 2025

MAKAMDA - SEZAİ KARAKOÇ

-Yarış insanın kendini amaca adayışıdır. Amacı, hayatın anlamı yapmaktır koşu. Ödül, koşunun, yarışın içindedir; koşunun ve yarışın kendisidir. İslamı benimsemiş insan, bir koşu, bir yarışla özdeş durmaksızın ilerleyecek (tam insan- insan-ı kâmil) almaya doğru gidecektir. (20)

-Her insan her ruh, ilgilendiği zamanla ölçülür. Eser, zamana tasarrufun diğer bir adıdır. (30)

-Bedenin öğle sıcağından ikindisinin serin sularına erelim ruhun. İslamda ikindini önemi bu sudan gelir. İkindi, anlayan için bedenin akşamı, ruhun feneridir. Sonra akşam gelir ki ruhun kuşluğu yatsı ise ruhun öğlesidir. Gece yarısından sonra da ruhun ikindisi başlar ki, orad ikindinin sır dairesi tamam olmuş olur. (39)

(Buraya kadar olan yazılar Diriliş Pazartesi-Perşeçbe günlüğünde Mayıs 1977-Temmuz 1978 tarihleri arasında yayınlanmıştır.)

-Doğacak her çocuk, Allah'ın yeryüzüne gönderdiği bir kurtuluş umududur. (42)

-Türbeler, içlerinde yatanların, yatırların yeryüzüne ta ruhlarından vurdukları damgalardır. Yatırlarınsa sırları vardır, fakat bu onlar esrarlı kişilerdir demek değildir. Onlar, hayatlarını misyonlarına adamış kahramanlardır; apaçık bir gerçektir bu. Kendilerine türbe yapılmasını, ancak öldükten sonra da misyonlarını sürdürecek olanlara ödevlerini hatırlatacak bir işaret, bir kilometre taşı olmak şartıyla kabul ederler. Yoksa, putlaşmak ve putlaştırılmak için değil. (54)

-Güzellik, insanı ilk elde yücelten bir değerler planıdır. Ama ruhu tümüyle kaplarsa, insan plastiğin köpüğünde boğulabilir. Estetik ruhun "kalp" durağından öteye, bütünüyle değişime, adeta kimyasal bir başkalaşıma uğramadan geçemez. Her güzel çizginin ardında, erotizmin tuzağı kuruludur. İnsan, bu kamufle edilmiş çukurları aşmasını bilmezse, ruhunun ilerlemesini tamamlayamaz. Önce ruhla el ele, güle oynaya giden güzellik, kıldan ince bir dar boğaz ya da kapıya gelindiğinde ya dışarıda kalır ya da özündeki bütün libidal ve narsist artıkları pul pul dökerek, saf bir şekilde ideal âleme ait yanıyla ruhla birleşimini, kaynaşmasını yapar. Şairin veli oluşu, veliliğinden sonra da şiir biçimli eserler vermesi ancak bu şekilde olur. Bu eserler, görünüşte şiir veya musiki parçalarıdır, gerçekteyse ayrı bir planın deyişleri...(70-71)

(Buraya kadar olan yazılar aylık Diriliş dergisinde Ekim 1979-Ağustos 1980 tarihleri arasında "Zülküfül Makamında" ya da "Makamda" üst başlığıyla yayınlanmış olup daha sonra kitap haline getirilmiştir.)

Diriliş Yayınları, 2015 basım, 10.baskı. (İlk baskı: 1980)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...