14 Haziran 2025

SİYAH ÖRTÜLÜ EV – NECMETTİN ŞAHİNLER

-Hz. Peygamber bir gün sahabelerine Kâbe’yi göstererek şöyle demiştir: "Bu ev çok muazzez ve mübarektir, saygı ve takdise layıktır. Ama Allah'a yemin ederim ki sizin şeref, haysiyet ve izzetiniz ondan daha muhteremdir." (Münziri, Terğib ve Terhib, 3/293) (15)

-İbrahim yani "Ruh", Hacer'i/Nefsi, Kâbe’nin/Kalbin yakınında "seyr-i süluk vadisi"nde bırakmıştır. Hacer/Nefs, Allah'ın bu emrine gönülden teslim olduğunda ise Allah onun kesafetini letafete dönüştürmüş, onu Kâbe’ye/Kalb'e ulaştırmış ve ona Zemzem'i/İlm-i Ledün'ü bağışlamıştır. (21)

-Bu çerçeveden bakıldığında Haceru'l-Esved özel olarak Hz. Peygamber'in genel olarak da İnsan-ı Kamil'in elini sembolize etmektedir. Çünkü insan-ı kâmil yeryüzünde Allah'ın gören gözü, yürüyen ayağı ve tutan elidir. Zahiri Haccın tavafı nasıl Haceru'l-Esved'den başlıyorsa, batıni Haccın izni de İnsan-ı Kamil'den alınan "el" ile başlar. Ve bu "el" rehberliğinde talipli asli dostu olan Allah ile ezeli ahdini tazeler, sözleşmesini yeniler. Kur'an'da geçen: "Ey iman edenler! Yeniden Allah'a iman edin" ayetinin sırrını yaşar. Bu nedenle "Kamil mürşidlere en makbul hediye, ahde vefadır." (33)

-İrfani dilde başın tıraş edilmesi "hubb-i riyaset"ten vazgeçmeyi sembolize eder. Hubb-i riyaset, "baş olma sevda"sıdır ve nefsin en tehlikeli oyunlarından birisidir. Hatta daha da ilerisi nefsin "en son çıkan" kötü huylarındandır. Baş olma sevdasını besleyen önemli bir etken de kişide kendisi başkalarından üstün görme fikri yani "gizli kibir"dir. (47)

-Çünkü o, şeytanı Allah'ın düşmanı olarak görmenin, hayır ve şer için iki ayrı gücün varlığını kabul etmek anlamına geldiğini, bunun da "tevhid" ilkesine ters düştüğünü öğrenmiştir. Şeytan, her ne kadar bir şer ve karanlık kuvvetiyse de, Allah'ın irade ve takdiri içinde faaliyet gösterir. Mutlak Kudret onu, oluş diyalektiğinin bir kutbu, bir parçası olarak, bizzat kendi hür iradesi ile ortaya çıkarmıştır. (61)

İnsan Yayınları, 2007 basım, 1.baskı. Takriz: Ahmed Yüksel Özemre.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...