-Özal döneminden bu yana itilip kakılan horlanan köylü; bulguru, tarhanası, turşusu, peyniri, unu, patatesiyle Anadolu’nun kıraç bağrında son kalan nevaleyi şehirlere taşıyor; böylece açlık bastırılıyor.
-Şimdiki manzaranın fecaati şurada; Elini uzatsan alacağın kadar yakında her tür eşya, yiyecek, giyecek, hayallerini süsleyen her tür mal “al beni, al beni” deyip duruyor. Ama cebin boş. Boş ceplere elini sokup, önündeki taşa bir tekme savurup gidiyorsun. Küskün, kırgın, pişman. Vicdanıyla cüzdanı arasına sıkışmış, gelenekten gelen ahlakını muhafaza için şüphelere gark olmuş, kime güveneceğini şaşırmış, adalet duygusu zedelenmiş, güzelliğe dönüp bakacak hali kalmamış, yarınından umudunu kesmiş, boş ve kızarık gözlerle ufka dalan birisi. Kim bu? Artık aza kanaat etmesi mümkün olmayan adam ve onun ailesi ve çocukları.
-Kapitalizmin çarkı dönüyor. Yoksulların, güçsüzlerin, açların çağdaş kölelerin terinden, kanından beslenerek semiriyor. Dünyaya hâkim olan azınlık hayatımızı çalıyor.
- Bergson şöyle diyordu: “Zaman ancak arka planda geçmeyen bir şey olduğu sürece geçer. Süreyi ancak müzik ve anlatıya can veren şeylerle hissedebiliriz: Mola ve yavaşlık.”
-“Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin” sözünün altında yatan gerçek esasen maneviyat eksikliği ve ahlak buhranıdır.
-Kanaat ekonomisinden tüketim ekonomisine geçtiğimizden bu yana, makbul adam daha ziyade güçlü-paralı-iktidar sahibi olarak anlaşılmaya başlandı.
-Bıçak kemiğe dayanınca onur ile yoksulluk çatışmaya başlar.
-Dünyaya hâkim olan sistem sana diyor ki: Ne kadar tüketiyorsan o kadar yaşıyorsun. Yaşam kaliteni artırmak için daha zengin, daha rafine, daha steril, daha özgün vb. tüketmelisin.
-Özal döneminde köylüye yukarıdan bakan, onu hatırlayan hatta devletin sırtında bir kambur kabul eden tuhaf bir diskur oluşmuş idi. Köylüden esirgenen ilginin kimlere gösterildiği ve bunun hangi sonuçları doğurduğu bugün çok açık biçimde anlaşılmıştır.
-Nefsini doyurma, onun isteklerini baş tacı etme, saadeti bu yolda arama hedef seçilince; hedefe ulaşmak için başlıca gaye “para kazanma” olmaktadır.
Dergah Yayınları, 2015 basım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder