
-Piyasadan ziyade gelenek üzerine temellenen bir toplumda kişinin konumu ya da statüsü, yalnızca konum ya da statünün ne olduğuna değil, fakat hukuksal ya da kültürel terimler içinde ne olarak tanımlandıklarına bağlıdır. (Yaşamak için) kişinin ne yaptığı, sosyal açıdan (doğumla ilgili) ne olduğundan daha az anlamlıdır. Topluluk içinde kişinin konumu, paraya göre değil, onura sahip olup olmadığına göre tanımlanır. Kişinin onuru, doğuma, belirli ailelere üyeliğine, uygun kültürel kalıplar içerisindeki eğitim ve yetişmeye, saygın tutum ve eğilimlerin kazanılmasına bağlıdır. Onur sahipliği, sıklıkla, hanedanlık nişanları, uygun giysiler ve toplumsal saygınlık işaretlerinin sahipliğiyle gösterilebilir. Pür geleneksel toplumdaki egemen otoriteler, hukuksal, kültürel, ritüel ve diğer araçlarla öncü (baştaki) toplumsal tabakaya girişi düzenleyip denetlerler. Bu nedenle ilkesel olarak toplumsal tabakalar arasında sosyal hareketlilik çok az vardır ya da hiç yoktur. Sonuç olarak, geleneksel tabakalaşma biçimleri, kapalı sosyal ‘düzenlee’e ya da kastlara meyleder. (32-33)
-Kapalı topluluk ilişkilerine, üyeliğin dışarıdakilere kapalı olduğu ve egemen toplumsal ilişki biçimlerinin, bireyler arasındaki geleneksel ve yüz yüze (duygusal) bağları vurgulayan toplumsal nitelikte olduğu aile ya da köy gibi kurumlar örnek gösterilebilir. Açık bir topluluk türü ilişkisine, ilkesel olarak toplumun tüm üyelerine açık olmakla beraber, üyeleri arasında geleneksel cemaat ilişkilerine önem veren kilise örneği verilebilir. Kapalı toplumsal ilişkiler fikrinin örneği olarak da üyeliğin bir giriş kartına sahip olan ya da parti ilkelerine formel bağlılığını ifade eden ve üyeler arasındaki ilişkilerin komünal bağlardan ziyade toplumsal bağlar içeren politik parti gösterilebilir. Son olarak, açık toplumsal ilişki fikrine, çok sayıda anonim bireyin, kar yapma gibi rasyonel amaçlarla bir araya geldikleri piyasa ya da Pazar örnek gösterilebilir. (37-38)
Doruk Yayınları, 2000 basım. Çeviren: Kemal İnal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder