-Hak ile ünsiyet yerine, onun mahlûku olan insanlarla ünsiyet eden kimselerde hikmet bulunmaz. Allahu Teâlâ’nın sevgisi, dünya sevgisiyle bir arada bulunmaz. Öyle ise sen, ilim ile ameli açlıkta, kalbin cilasını gece uykusuzluğunda, hikmeti sükûtta, Allah’la ünsiyyeti ve O’na mülaki olmayı halvette ve uzlette, O’nun sevgi ve rızasını da terk-i dünyada bulabilirsin.
-Kim ki Allah için bir gün aç kalır veya oruç tutar, onun kalbinde hikmetten başka bir kapı açılır.
-“Çok yemek ilim ve idraki azaltır. Zira ‘tokluk zekâyı giderir’ demişlerdir. Eğer dünya ve ahiret hacetlerinden bir şey dileyecek olursan, muradın hâsıl oluncaya kadar bir şey yemezsen muradın çabuk hâsıl olur. Zira ‘gıdanın buharı, fehim ve zekâya hicabdır’ demişlerdir.” İbrahim Hakkı
-“Az yemenin yolu, evvela çok yemenin zararlarını göz önünde bulundurmak, sonra az yemenin faydalarını hatırlamaktır. Daha sonra, yemeklerin en güzelinden yiyesin ki, az ile doyasın. Bir de yağlı olmak üzere bir kap yemek yiyesin. Daha kolayı, gece de ve gündüz de yalnız bir kere yiyesin. Daha iyisi, tartı ile yiyesin. 300 gramdan başlayıp, her gün birkaç gram eksilterek 150 grama kadar inesin” İbrahim Hakkı Hazretleri
-Evliya yollarına gidenler ancak üç haslet sayesinde evliya olmuşlardır: Biri, acıktıkları vakit, ancak açlıklarını giderecek kadar az bir şey yerler; diğeri, uykuları gelince hafif bir uyku ile iktifa ederler; üçüncüsü de konuşmak lazım gelince ancak zaruret miktarı ve muhtasarca söylerler.
-Mevlayı sevmenin alameti de üçtür: Gece uykusuzluğu, güzel konuşma, Hak Teâla’yı güzelce hamd ü senadır. Doğrusu, gece uykusu Hak2dan iraz ve vabaldir. Eğer uyku iyi bir şey olsaydı, cennette de olurdu. Uykuya itibar olunmaz; Çünkü uyku ile kemalat hâsıl olmaz ve tahsil olmaz.
-Dört amel vardır ki, hiçbir faydası yoktur: Sağırla konuşmak – Nimeti şükretmeyene vermek – Tuzlu ve çorak yerlere tohum atmak – Güneş varken ışık yakmak
-Kızlarını ve hanımlarını sakın memure etme ve ticaret yapmalarına da izin verme, son derece zaruret olmadıkça.
-Emanete riayet etmeyenin imanı olmadığı gibi, ahde riayet etmeyenin de kâmil bir dini olmadığı Hazreti Enes (ra)den rivayet edilmiştir.
-Hakkın razı olmadığı işleri yapanların kalblerinde sükûnet bulunmaz.
-“Binaenaleyh kalbini bilen söylemez, söyleyen de bilmez” Erzurumlu İbrahim Hakkı
-İmanın kemali ilimle, ilmin kemali ise Allah korkusuyladır. İlim, imanı kazandırır. Korku da marifet-i ilahiyeyi.
-Allah’tan korkar mısın sualine susmak lazımdır. Çünkü hayır dersen küfre gidersin, evet dersen yalan söylemiş olursun. Zira sıfatlarımız Allah’tan korkanların sıfatlarına benzememektedir.
-Hatem^ül-A’sem (ks) hazretleri: “İyilerin arasında bulunduğuna mağrur olma, çünkü cennetten daha iyi yer yokken Âdem Aleyhisselamın başına gelen malum. Çok ibadetten mağrur olma, İblis’in de o kadar ibadetten sonra başına gelen malum. Çok bilgine de mağrur olma, çünkü Belam, İsm-i Azam’ı da bilirdi. Onun da akıbeti malum. Salihleri gördüm diye de mağrur olma, zira Resul-i Ekrem(sav) Efendimizden daha büyük kimse var mıdır ki, onu her gün gören akrabalarının ve Ebu Cehil gibi düşmanlarının da hali malum” demişlerdir.
-Efendimiz (sav) Hazretleri, ahmağı tarif ederken, “Nefs ve hevasına tabi olup, Allah’tan kurtuluş umanlardır” buyurmuşlardır.
-Evin zekâtı, onun misafirhanesidir. Misafirhanesi olmayan evler zekâtı verilmeyen paralara benzer.
-Cömertlik istemeden vermek, verirken de az görmektir.
-“Allahümme ente Rabbi, la ilahe illa ente halakteni, ve ene abdüke ve ala ahdike ve va’dike, mesteta’tü eüzubike min şerri ma sara’tü ve ebûû leke bi-nı’metike aleyye ve ebûû bi’zenbi, fağfirli ve fe’innehû lâ yağfir’üz-zünübe illa ente” Her kim bu Seyyid’il istiğfarı akşamüzeri söyler de o gece emr-i hak vaki olub ahirete göçerse, cennete gireceği ve keza her kim bu istiğfarı sabah vaktinde yaparsa ve o gün emri hak vaki olur da ahirete göçerse, onun da cennete gireceği bildirilmiştir.
-Tevekkül alametlerinden biri de sabırdır. En az 5 günlük açlığa sabrı olmayan kişilerin tevekkülden bahs etmesini abes görmüşlerdir.
-Sehl ibn Abdullah (ks) Hazretleri: “Mütevekkilin üç alameti vardır: İstemez – Red etmez – Saklamaz” buyurmuşlardır.
Seha Neşriyat, 1988 basım, 6.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder