06 Ağustos 2025

OYUN KİMİN? ÇOCUK VE OYUNA DAİR TOPLUMSAL BİR YÜZLEŞME - EROL ERDOĞAN

-İnsanların belli yaşlardan sonra, çocukluk ve gençlik günlerine duydukları özlem artmakla birlikte, hasret duyulan yaşlardaki aktivitelere dönük hatırlayışların sınırlı olduğunu, detaylar içerse bile, çeşitlilik içermediğini gözlemledim. Oyun bunlardan biri. (23)

-Kariyerist ve sınavcı eğitim sistemi, ödüllendirici ve cezalandırıcı eğilimler, yarışmacı ve yarıştırıcı etkinlikler günümüz insanının zihninde oyunun geniş evrenini tahrif ederek anlamını daralttı. Öyle ki modern insan, yarışmacı olmayan hiçbir şeyi oyun saymaya başladı. Oysa oyunun tarifi daha geniştir. Oyunun, modern insanın zihninde, geriye dönük tanımının değişmesini hafıza teorileri üzerinden de analiz etmek mümkün. Hafıza, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik şartlara ve tahayyüllere göre oluşur, bu şekillenme her an devam eden dinamik bir yapı özelliği gösterir. Kopuşlar, fetretler ve yozlaşmalar toplumsal belleğimizi de etkilemektedir. Kısacası modern birey, içinde yarışma yoksa onu oyun saymak istemiyor. (31-32)

-Toplum oyunsuzlaşırken oyun bir terapi paketi olarak geri dönmüştür. (36)

-Oyun ve oyun terapisi alanındaki önemli isimlerden Lawrence Kohen'in "Çocuklar kötü bir gün geçirdim, konuşalım mı demezler, oynayalım mı derler" cümlesi, ayrımına dikkat çekmeye çalıştığım hususu açıklıyor. Çocuklar, muhtemelen tarihin ilk gününden itibaren böyle davranıyorlardı. Biz de çocukken dertleşmek ve derdine ortak olmak istediğimiz arkadaşlarımızı oyuna çağırırdık. (37-38)

-"Sokak oyunları" ifadesi, oyunların mekân daralmasını ve evden kovulmasını anlatmaktadır. Oyunun evden kapı dışarı edilmesi, bahçeli ve az katlı evlerden apartmanlardaki küçük dairelere geçiş süreciyle doğrudan ilişkili olmasının yanı sıra yetişkinlerin ev, oyun, çocuk, okul gibi unsurlara yüklediği eksik ve yanlış anlamlarla da ilgilidir. (43)

-Oyunları "sokak oyunları" diyerek evden kovanlar "sokaklar güvensiz ve her yer betonlaştı" diyerek oyunları şehirden de kovduktan sonra "çocuk oyunları" ifadesini de daraltıcı anlamıyla alarak çocuk dışındaki bütün yaş gruplarını oyunsuzlaştırmaya çalışmaktadırlar. (47)

-Oyuncak alırken, paylaşım ve oyun arkadaşı gerektiren oyuncaklar alın ki, çocuklar, arkadaşları veya aile bireyleri birlikte vakit geçirebilsin. (63)

-Biz, dijitaldeki oyunları yeni zannetsek de dijital oyun kadim oyunlardan ve kültürlerden izler taşır. İster dijitalde oynansın ister fiziki mekânda oynansın, her oyun, ait olduğu zaman ve coğrafyanın ruhu ile şekillenir, kendisini oluşturanların inançlarından, ahlaklarından, adetlerinden, dünyaya balışlarından izler taşır. (73)

-Ağladığında, ilgi beklediğinde, sevgiye ihtiyacı olduğunda eline telefon, tablet, televizyon kumandası tutuşturulan çocuklar çift ailelidir: Biyolojik aileleri ve teknolojik aileleri. (75)

-Oyunda iki yönlü büyük bir boşluğumuz var. Boşluğun bir yönünü, geleneği ve kültürü olan fiziki mekanlarda oynanan oyunları toplumumuzun terk etmesi, diğer yönünü dijital oyun üretimindeki yetersizliğimiz oluşturuyor. Boşluğu iki yönden kapatmalıyız. Hem fiziki mekân oyunlarıyla kopuşumuzu sona erdirerek oyun ırmağının gürül gürül akışını sağlamalıyız hem de dijital oyunda iddialı hale gelmeliyiz. Açığı tek yönlü kapatmak eksik kalmaktır. (135)

-Oyunların kayboluş hikayesini kültür, medeniyet, şehirleşme, aile ve inanç krizlerimizin içinde tahlil etmeliyiz. Bazı çocuklarımız keşkek, tarhana, ev yoğurdu ve pekmezi; köylerinin adlarını veya iki üç kuşak önceki dedelerinin isimlerini neden bilmiyorlarsa, binlerce yıldır süregelen oyunları da onun için bilmiyorlar. Bu bir "kopuş" hikayesi. (140-141)

-Bir çocuğun ileride nasıl bir genç veya yetişkin olacağını belirleyen amillerin başında oyun gelmektedir. Bu cümleye en çok da dijital oyunlar dahildir. (142)

-Aileler veya yetişkinlerin, çocuklar veya gençler arasındaki olumsuz ilişkileri çoğunlukla kavga veya zorbalık diye tanımlamaları, modern insanın her şeyi maksimize etme tarzından kaynaklanabileceği gibi çocuklardan uzaklaşmış olmalarının doğurduğu yabancılaşmadan da kaynaklanıyor olabilir hatta çocuklarını kutsamaktan mütevellit de olabilir. (148)

İz Yayıncılık, 2023 basım 1.baskı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OMURGASIZLAŞTIRILMIŞ TÜRKLÜK – TEOMAN DURALI

-Çin kaynaklarında Türkçe adındaki bir dilin bahsi ilk defa MÖ 1766’da geçer. Bu Şia (Xia) hanedanı devrinde rast gelinmiş Çince Tujue, Orta...