-Kariyerist
ve sınavcı eğitim sistemi, ödüllendirici ve cezalandırıcı eğilimler, yarışmacı
ve yarıştırıcı etkinlikler günümüz insanının zihninde oyunun geniş evrenini
tahrif ederek anlamını daralttı. Öyle ki modern insan, yarışmacı olmayan hiçbir
şeyi oyun saymaya başladı. Oysa oyunun tarifi daha geniştir. Oyunun, modern
insanın zihninde, geriye dönük tanımının değişmesini hafıza teorileri üzerinden
de analiz etmek mümkün. Hafıza, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik şartlara
ve tahayyüllere göre oluşur, bu şekillenme her an devam eden dinamik bir yapı
özelliği gösterir. Kopuşlar, fetretler ve yozlaşmalar toplumsal belleğimizi de
etkilemektedir. Kısacası modern birey, içinde yarışma yoksa onu oyun saymak
istemiyor. (31-32)
-Toplum
oyunsuzlaşırken oyun bir terapi paketi olarak geri dönmüştür. (36)
-Oyun
ve oyun terapisi alanındaki önemli isimlerden Lawrence Kohen'in "Çocuklar
kötü bir gün geçirdim, konuşalım mı demezler, oynayalım mı derler"
cümlesi, ayrımına dikkat çekmeye çalıştığım hususu açıklıyor. Çocuklar,
muhtemelen tarihin ilk gününden itibaren böyle davranıyorlardı. Biz de çocukken
dertleşmek ve derdine ortak olmak istediğimiz arkadaşlarımızı oyuna çağırırdık.
(37-38)
-"Sokak
oyunları" ifadesi, oyunların mekân daralmasını ve evden kovulmasını
anlatmaktadır. Oyunun evden kapı dışarı edilmesi, bahçeli ve az katlı evlerden
apartmanlardaki küçük dairelere geçiş süreciyle doğrudan ilişkili olmasının
yanı sıra yetişkinlerin ev, oyun, çocuk, okul gibi unsurlara yüklediği eksik ve
yanlış anlamlarla da ilgilidir. (43)
-Oyunları
"sokak oyunları" diyerek evden kovanlar "sokaklar güvensiz ve
her yer betonlaştı" diyerek oyunları şehirden de kovduktan sonra
"çocuk oyunları" ifadesini de daraltıcı anlamıyla alarak çocuk
dışındaki bütün yaş gruplarını oyunsuzlaştırmaya çalışmaktadırlar. (47)
-Oyuncak
alırken, paylaşım ve oyun arkadaşı gerektiren oyuncaklar alın ki, çocuklar,
arkadaşları veya aile bireyleri birlikte vakit geçirebilsin. (63)
-Biz,
dijitaldeki oyunları yeni zannetsek de dijital oyun kadim oyunlardan ve kültürlerden
izler taşır. İster dijitalde oynansın ister fiziki mekânda oynansın, her oyun,
ait olduğu zaman ve coğrafyanın ruhu ile şekillenir, kendisini oluşturanların
inançlarından, ahlaklarından, adetlerinden, dünyaya balışlarından izler taşır.
(73)
-Ağladığında,
ilgi beklediğinde, sevgiye ihtiyacı olduğunda eline telefon, tablet, televizyon
kumandası tutuşturulan çocuklar çift ailelidir: Biyolojik aileleri ve
teknolojik aileleri. (75)
-Oyunda
iki yönlü büyük bir boşluğumuz var. Boşluğun bir yönünü, geleneği ve kültürü
olan fiziki mekanlarda oynanan oyunları toplumumuzun terk etmesi, diğer yönünü
dijital oyun üretimindeki yetersizliğimiz oluşturuyor. Boşluğu iki yönden
kapatmalıyız. Hem fiziki mekân oyunlarıyla kopuşumuzu sona erdirerek oyun
ırmağının gürül gürül akışını sağlamalıyız hem de dijital oyunda iddialı hale
gelmeliyiz. Açığı tek yönlü kapatmak eksik kalmaktır. (135)
-Oyunların
kayboluş hikayesini kültür, medeniyet, şehirleşme, aile ve inanç krizlerimizin
içinde tahlil etmeliyiz. Bazı çocuklarımız keşkek, tarhana, ev yoğurdu ve
pekmezi; köylerinin adlarını veya iki üç kuşak önceki dedelerinin isimlerini
neden bilmiyorlarsa, binlerce yıldır süregelen oyunları da onun için
bilmiyorlar. Bu bir "kopuş" hikayesi. (140-141)
-Bir
çocuğun ileride nasıl bir genç veya yetişkin olacağını belirleyen amillerin
başında oyun gelmektedir. Bu cümleye en çok da dijital oyunlar dahildir. (142)
-Aileler
veya yetişkinlerin, çocuklar veya gençler arasındaki olumsuz ilişkileri
çoğunlukla kavga veya zorbalık diye tanımlamaları, modern insanın her şeyi
maksimize etme tarzından kaynaklanabileceği gibi çocuklardan uzaklaşmış
olmalarının doğurduğu yabancılaşmadan da kaynaklanıyor olabilir hatta
çocuklarını kutsamaktan mütevellit de olabilir. (148)
İz
Yayıncılık, 2023 basım 1.baskı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder